Eskiden kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlermiş. Yüzyıllar geçti üzerinden; aynı tas aynı hamam! Şimdi de kız çocuklarının ruhları gömülüyor diri diri...
Aklım erdiğinde ilk bu kitabı okumuştum. Kitaplara sevdalanmamda bu kitabın yeri apayrı. Öyle acıklı, öyle isyankar, öyle sade bir kitap ki.. Çocuk gelinlerin ağalara nasıl peşkeş çekildiğini köylülerin diliyle anlatmış Fakir Baykurt. İyilerle kötülerin mücadelesini, bu çetin mücadelede annelerin, babaların, kız çocuklarının çektiği eziyetleri okuyacağınız ve uzun süre aklınızdan çıkaramayacağınız Tırpan'ı alın okuyun. Hiç pişman olmayacaksınız.
Dürü, kapının aralığından başını uzattı: "Ne yılışık herif! Yok diyoruz, hala sırnaşıyor! Defolup gitmiyor!"
Havana: "Durduğumuz yerde, gördün mü başımıza gelenleri ay kızım? Sen de eline bir ayva alıp ne dikilirsin o şaçağa ay Dürüm?
Ağzı kulağından, kulağı başından buyuk Hilmi.
Esme Gadi'nin biricik oğlu, Ayfer gelinin kocası Hilmi.
Ayfer, yeni gelin.
Biraz çocuk, biraz gelin.
Biraz eksik, biraz fazla...
Hangi geleneğin çocuk gelinisin yemin ederim ki o gün kıyameti koparan sessizliğinle öldüm, zılgıt sesleri ölümü haber veriyor, gözlerin de ölümü gördüm. Oyun arkadaşım, gelinliği oyuncaklara giydiriyorlar, hangi çağın şeytanıyla pazarlığa oturup, ellerinde ki umudu asıyorlar. Gözleri bağlı adalet senide mi görmüyor, hangi beş karış toprağa gülüşlerini satıyorlar, ben o gün insanlığın kıyametini gördüm, baktığımız kadar vardı dünya, gerisi acının yokluğun varlığı. Bugün seni gördüm, daha sen çocuksun, kucağında başka bir çocuk gördüm. Karşılaşmamış böyle olmamalıydı kucağında kitaplarını, ellerinde özgürlüğü tutacaktın ve işte bugün ben kendi insanlığıma küstüm. Neek
Edebi açıdan değerlendirilmemesi gereken nadir kitaplardan biri bence. Tüm cesur kadınlara örnek ola bilecek bir cesarete ve dirayete sahip küçük bir kadın Nojoud! Hayat hikayesi insanı hem öfkelendirirken hemde cesaretlendiriyor.
Medyaya yansıyan çocuk ölümlerine ve çocuk gelinlere şahit oluyoruz. Bu kitap gerçeği tüm çıplaklığıyla bize gösteriyor. Okurken tüylerim diken diken oluyor. Gerçek olmamasını dilerdim. Ama bu her toplumun olduğu gibi bizimde gerceğimiz ne yazık ki.
Doğru bir mücadeleyle adalete kavuşmanın yanlışa baş kaldırmanın mümkün olduğunu kanıtlıyor Nojoud.
Kendi kitabımda da Nojoud gibi bir çok kadından bahsetmiştim. Ama ne yazık ki tüm kadınlar onun kadar şansı değil. İçinde bulunduğu şartları ve koşulları değiştirmeyi herkes ister ama herkes cesaret edemez. Nojoud bunun mümkün olduğunu açıkça ve yüreklilikle gösteriyor. Törelerin ve geleneklerin ağır bastığı Yemen gibi bir ülkede küçük bir kadın olarak baş kaldırmak elbette kolay değildi. Ataerkil düşünceye darbe sayılabilecek bu eylemi tüm kadınlara örnek ve cesaret olmalıdır. Daha özgür bir hayat için mücadeleyi ve direnmeyi bırakmamak ve nice hayatlara değinmek için savaşmaktan vazgecmemeliyiz.