Profil
Çocukta "büyülü düşünce" (magic thinking) adı verilen bir başka düşünce biçimi vardır. Buna göre çocuk söz ve düşünceyi gerçekle bir tutar. Olayların neden-sonuç ilişkisini mantıksal olarak değerlendiremez. Masallarda olduğu gibi her şeye kanabilir. Cinlere, perilere, uçan halılara, lambadan çıkan devlere, kılıktan kılığa giren cadılara kolayca inanır. Arkadaşı ona, "İnşallah ölürsün!" demişse ağlayarak annesine koşar ve, "Ben ölür müyüm?" diye sorar. Çocuk bilgi ve deneyiminin azlığı nedeniyle olayları çarpıtarak algılar. Bu nedenle gördük- lerini yanlış yorumlar, yakıştırır, abartır, öyküler uydurabilir. Gerçekle hayali ayırt etme yeteneği tam gelişmemiştir.
Sayfa 30 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
"Üstbenlik" (süperego) denen kendi kendini denetleme ve dizginleme yetisi çocuklarda zayıftır. Anne-babanın koyduğu yasaklara ve kurallara başlangıçta, korktuğu için uyar. Onlar yokken yasakları çiğneyebilir. Olgunlaştıkça, -özellikle oyun çağının sonuna doğru- denetlenmediği zaman da kural- lara uymayı başarır. Yani kendi kendini denetleme ve yönetme becerisi gelişir.
Sayfa 29 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gelişim dönemlerini kısaca gözden geçirdikten sonra çocukluğun genel özelliklerini özetleyelim: Çocuk bağımlı bir yaratıktır. Fiziksel ve ruhsal gereksinimlerini kendi başına karşılayamaz. Gelişebilmesi, sağlıklı bir kişilik kazanabilmesi için sevgiye, ilgiye ve desteğe gereksinimi büyüktür. Anlayışlı, sıcak ve güvenli bir aile ortamında büyüyen çocuk, kendine güvenen bir kişi, bir birey olmaya yönelir; bağımsızlaşır, olgunlaşır. Çocuğun bir başka özelliği bencil oluşudur. Çocuk beklemeyi, isteklerini ertelemeyi bilmez. İstekleri hemen ve orada karşılansın ister. Gelişen çocuk bencilliğinden sıyrılıp paylaşmayı ve beklemeyi öğrenir. Başlangıçta yasaklara ve kurallara aldırmaz. Geliştikçe daha uyumlu ve işbirliğine daha yatkın olur. Çocuğun duyguları çok dalgalanma gösterir. Sevinçten üzüntüye, öfkeden korkuya birden geçer; gülerken ağlamaya, gözünün yaşı kurumadan gülmeye başlar.
Sayfa 29 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
İlkokul döneminde çocuk için en önemli konu anne-babası dışındaki büyüklerle, özellikle öğretmenleriyle özdeşim yapabilmesidir. Bu nedenle ilgili ve anlayışlı bir öğretmenin öğrencisi olmak bir çocuk için büyük bir mutluluktur. Bu ilişkinin sağlıksız olduğu durumlarda çocuğun hem ruh sağlığı hem de öğrenimi olumsuz etkilenebilir. Öğretmen çocuğun tüm ruhsal sorunlarını çözemez, çözmesi de beklenemez. Ancak bir öğretmenin, çocuğun ruhsal uyumunu düzeltebilecek gücü olduğu gibi, bozabilecek gücü de vardır. Bir öğretmen, orta derecede yetenekli bir öğrencisini destekleyerek başarılı da kılabilir, zeki bir çocuğun güvenini sarsıp başarısız duruma da düşürebilir. Bu nedenle öğretmenin olumlu yaklaşımı, anlayışı ve desteği öğrencilerin başarısını da ruhsal uyumlarını da iyiye götürür. Öğretmen-aile işbirliği de öğrencilerin başarı ve toplumsal uyumlarını destekleyici bir etkendir. Öğrenciler başarılı olmak için başarıya yönelmezler. Öncelikle anne-babalarının ve öğretmenlerinin beğenisini kazanmak için başarmaya çabalarlar. Bu nedenle evde ve okulda ilgi, destek ve iyi bir öğrenim ortamı bulan çocuk, yeteneğini sonuna kadar kullanıp geliştirebilir.
Sayfa 28 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Bu yaşta (6, 11)çocukların hayranlığı, anne-babadan öğretmene kayar; öğretmenle özdeşim başlar. Öğretmen tarafından beğenilmek, onun gözüne girmek, aferin almak baş tutku olup çıkar. Öğretmenin beğenisini kazanmak, arkadaşlar arasında sivrilip öne geçmenin de bir başka yoludur. Çalışkanlık, beceri ve üreticilik bu dönemin en önde gelen işlevidir. Arkadaşlık ilişkisinde ve okulda kendini göstermeyen çocuk, yetersizlik ve aşağılık duygularına kapılır.
Sayfa 27 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
“Bunda üzülecek bir şey yok, bunda korkacak bir şey yok, bunda kızacak bir şey yok, o kişiye kırılmaman gerekir,” gibi cümlelerle konuşmak duygusal istismardır.
Sayfa 18 - İthaki yayınları 12. BaskıKitabı okudu
Reklam
Kişiler, aslında benim hislerimden değil, kendi içlerindeki çocuğun olumsuz hislerinden rahatsızlar.
Sayfa 17 - İthaki yayınları 12. BaskıKitabı okudu
Oyun çocuğun özgürlük ve yaratıcılık ortamıdır.
Sayfa 27 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Yorgun, isteksiz, sinirli ve ilgisiz bir babayla erkek çocuğun yakın ilişki kurması, onun kişiliğinden kendi kişiliğine olumlu nitelikler aktarması kolay olmaz. Bu durumda çocuk da annesine yönelir, onu benimser.
Sayfa 27 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
"Kız anadan öğrenir bohça düzmeyi, oğlan babadan öğrenir koyun yüzmeyi."
Sayfa 25 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kız veya erkek olması fark etmeksizin bu dönemdeki (3, 6 yaş dönemi) çocuğun iyi özdeşim yapabilmesi, hiç kuşkusuz anne veya babasıyla yakın, sıcak ve olumlu bir ilişkisi bulunmasına bağlıdır.
Sayfa 25 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Bu dönemin (Oyun dönemi - 3, 6 yaş donemi) en belirgin özelliği çocuğun kendi cinsinden annesini ya da babasını örnek almasıdır. Özdeşim denen bu ruhsal süreç yardımıyla çocuk kendi kişiliğini ve cinsel kimliğini oluşturur. Kız çocuk annesine özenerek, onun gibi giyinerek, süslenerek, onun tutumlarını takınarak kişiliğini kazanır. Anneye hayrandır; ona benzemek, onun gibi davranmak ister. Önce anneye öykünür, daha sonra bilincinde olmadan onun tepkilerini, huylarını, kısacası tüm özelliklerini içine alır, özümser. Bebekleriyle oynarken anneden aldığı özellikleri sergiler ve yansıtır. Erkek çocuk da babaya hayrandır, onun gibi güçlü olmak ister. Babayı kendine örnek alarak, beğendiği özelliklerini be- nimseyerek kişiliğine sindirir, aynı zamanda erkek kimliğini pekiştirir.
Sayfa 25 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Çocuk bu dönemde (2, 3 yaş donemi) ya baskı altında siner; uslu, temiz, düzenli olmayı öğrenir ya da başkaldırır ve saldırgan, savruk, düzensiz, kurallara uymayan bir yaratık olup çıkar. Doğrusu; orta yolu bulup, çocuğun özerkliğini bastırmadan kuralları benimsemesine yardım etmek, saldırgan eğilimlerini ve söz dinlemezliğini olumlu taraflara yöneltmektir. Saldırgan, dediğim dedik, tutturan bir çocuk, özerkliğini kazanmış bir çocuk değildir. Tersine, anne sözünden çıkmayan, aşırı temiz ve düzenli bir çocuk da evcilleşmiş bir çocuk olabilir ancak doğru eğitilmiş bir çocuk sayılmaz. Böyle bir çocuk kararsızlık çeken, kuşku ve utanç duyan bir çocuktur.
Sayfa 24 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Çocukluk Gelişimi
Saldırganlığının, bencilliğinin ve karıştırıcılığının oyuna ve oyuncaklara yöneltilmesi, bir şey için tutturduğunda ilgisinin başka bir yöne çevrilmesi en geçerli eğitim yöntemidir. Ilımlı ve kararlı bir yaklaşım en iyi sonucu verir. Dayak, korkutma ve sindirme gibi yöntemler çocuğun gelişimini olumsuz etkiler. Temiz ve düzenli olması için uygulanan gereksiz baskılar çocuğun özerkliğini engeller.
Sayfa 24 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Şimdiye kadar belki bir sebepten öpemediğin çocuğunu, hemen şimdi öpmek de kişisel tekâmülün.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.