Sevgi, Tanrı ve İsa, Meryem ve Bakirelik gibi kavramların; gözümü gözüme sokulduğu bir kitap oldu.
Bir gün "Citta Nuova" dergisinin okuyucuları Meditasyonla karşılaşıyorlar, tabii hepsinin ilgisini çekiyor; çünkü kullanılan dil samimi ve içten. Öyle ağır ve kesin hükümlerin olmadığı İncilde ki en tatlı ayetleri içinde barındıran, okuyunca "yaa Hristiyanlık ne kadar güzel bir din, hadi geçelim dedirten" ve Tanrı ile sanki bir ev dostuymuş gibi söz etmesi; okuyucuların aradığı doğallığın, saflığın ve bu çağda ki güzelliğin değerlerini gösteriyor.
Tanrıya olan yüce sevgi. Ah Tanrım seni arzuluyorum; tüm bakireler gibi... Seni sevmek ve istemek, Mesih yüce Bakire Meryem, bizler de senin elbiselerin ile gezeceğiz. (Samimiyet fazla değil mi yahu)
İnsanlar bu samimiyeti ve içtenliği görünce, tabii bir hayran kalıyorlar ve dergiden ayrı olarak; "Meditasyonlar" başlığı altında, yazılarla bir kitap topluyorlar.
Kitapta bir de bahsedilen şu ki; Hristiyanlığın yüceliği be Hristiyan olan bireylerin, nasıl yaşaması gerektiği ve ne yapmaları; kötülük ile dolu olan bu çağ da nasıl Tanrının huzuruna çıkmalı, bundan bahsediyor.
Kitap bittikten sonra: "ben bunu neden okudum şimdi?" hissi kendisini gösterecektir. Neden varsın ki...