Demokrasi ve zorbalık
Dedi ki:
Demokraside atlar ve eşekler öyle serbest öyle mağrur yürümeye alışırlar ki, yollarından kaçmayana çarpar geçerler... Bütün bunların biri- ke birike ne kötü bir sonuca varacağını kestirebi lirsin. Vatandaşlar o hâle gelir ki, bir yerde baskı- ya benzer en ufak bir şey gördüler mi, kızar, ayaklanırlar; yazılmış yazılmamış bütün kanunları hiçe sayar, kelimenin tam anlamiyle başına buyruk kalmak isterler... Zorbalığın kaynağı da budur.)
Hiç kuşkusuz, Allah ve Resûlü ile (sınır ve kanunlarını tanımayıp yeni sınır ve yasalar koyarak) sınırlaşanlar, işte onlar, en zelil olanlar arasındadır.
Sayfa 543 - mücadele l 20
Neoliberal demokrasi
Demokrasi, şirket tahakkümünün cilası veya meşruluk kalkanından ibarettir.
Sayfa 199 - MetisKitabı okudu
Canım Kurban Olsun.
Demokrasi Şirki ile sadece seçim benzerliği bile olsa, Lütuf olarak Halkın kısmi seçtiği Hz. Osman (ra) ile fitneler zuhur etmiş, bozuk fırkalar türemeye başlamıştır.
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Fitneler Hz. Ömer zamanından sonra başlayacak. Hz. Ömer (ra) fitnenin ortaya çıkmasını engelleyen bir kapı olacaktır."
(Sahihu’l-Buhari, VIII, 93; Sunenu İbn-i Mace II, 1306 (no: 3956))
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir...:)
"Kelimelerin aldatıcılığına kapılmamak gerekir. Aynı insanın, aynı zamanda hem "idare eden" hem de "idare edilen" olduğunu söylemek bir çelişkidir."
Sayfa 171 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı okudu
MUHALEFETTEN BİLE PAY ÇIKARABİMEK...
“Yaşanmaya değer hayat hangisi?”… Kavga bile, kavga öncesinde bunun haysiyetini ister, kavga bunun aracıdır, kavga neticesinde görünmesi gereken de budur. Esen rüzgâra göre yön değiştiren fikir ve kavgasının bu haysiyetten payı yoktur… Demokrasiyi idealize etmiyorum; ama ona muhalefetten bile pay çıkarılabileceğini de göstermiş oluyorum!
Sayfa 214 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
DEMOKRASİNİN BİR GÂYESİ YOKTUR!
Netice olarak: DEMOKRASİ, karşılıklı muhalefetle var olabilen, kendini bunlarla ifâdelendirirken kendini iptale gidecek “doğru-iyi-güzel”e imkân tanımayan, demek ki “en iyi” yönetim biçimi değildir. “Demokrasiye hayır!” mı diyoruz; biz “hakikatin seçimle tâyin edilebileceğine” inananlardan değiliz - halkın arzusu kuralları halka bildirilmiş olarak tecelli etmiştir. Bunun yanında, bütün konuşan ve teklif sahibleri gibi enayi de değiliz. Öyleyse? Seçimlik hakikat, seçimin gayesi olarak tecelli eder ki, Demokrasi’nin bir gayesi yoktur, bu bakımdan da gaye olamaz. Onun etrafında “fasid daire-kısır döngü” lâfları uzatmadan, şu Demokrasi içinde kanunlarını incitmeyecek şekilde herkesten bir beklentimiz olarak, en azından İNSAN’ı ve KÂİNAT’ı tâa varlık sırrına kadar derinleştirmiş bir düşünceye nisbet içinde şu günlük “sosyal, siyasî, iktisadî, tarihî” vesair isteklerini ona bağlı görmek isteriz..."
Sayfa 214 - İBDA YayınlarıKitabı okudu