d

Deneme Psikoloji

0 member
Hüsran yalnızca bir tatmin imgesi vasıtasıyla doğabilir, bu çerçevede bilgi hüsranla, eksikliği, noksanlığı veya yokluğu hissedilen şeyle alakalıdır. Çocuk açtır, meme fantazisi kurar ve anne yeterince güvenilirse ve geç kalmayıp erken gelirse çocuk, varsaydığı bilginin kesinliğine kani olur . Açtır, memeyi hayal eder ve meme gelir, bunun adı güven duygusudur. (Tabii ki yetişkinliğimizde cinsel arzulara kapıldığımızda aynı prensip işlemez.) Çocuk açsa ve meme fantazisi kurduğunda meme gelmiyorsa, bu defa başka bir kesin bilgiye ulaşır: nefret, ümitsizlik ve intikam. Bu şemada çocuğun tatminle kurduğu ilişkinin iki aşaması vardır; aynı zamanda birer hayal kırıklığı olan iki biçimlendirici bilgi öğesidir bunlar. Birincisi, tatmin olmanızı sağlayan şey başkasının sunduğu bir hediyedir (ki bu da ona imrenmenize sebebiyet verebilir) ve ikincisi, tatmin olmanızı sağlayan şey sizden önce bir başkasına açıktır ve paylaşılması gerekir (bu da kıskançlık ve rekabete yol açabilir). Tetikleyici bir hüsran olmadan tatmin olunmaz.
Sayfa 137Kitabı okudu
Delilik bir nevi yabancılaşmaysa, deli rolü bizi en dehşeten- giz yabancılaşma biçimleriyle tanıştırır. Winnicott'ın dediği gibi "delilik inanılma ihtiyacı duymak" ise, deli rolü de inanılmasına ihtiyaç duyulan performanstır ve performans inandırıcıysa, başarılıysa, performansa inanmak bizi inançsızlık konusunda özgür bırakarak ya da inanma ve inanmama diyarından bütünüyle çıkararak-deli insanın inanılma ve kendisine inanma ihtiyacı üzerine düşünmeye sevk eder.
Sayfa 156 - Deli insan en çok, çözümü bildiğine inanılmasına ihtiyaç du- yar; ama hangi sorunun çözümünü bildiğini bilmez. Bu oyunların her birinin gösterdiği üzere çözüm sorundan önce gelir; çözüm problemin büründüğü biçimdir.Kitabı okudu
Reklam
En başta Aşk :D
İnsanlara anlaşılmaz ve/veya aşırı derecede rahatsız edici davrandıklarında deli deriz. Deliler anlayamadığımız ve kabul edilmez davranışlar sergileyen, dolayısıyla da bizi tehlikeye atan ya da kendimizi tehlikede hissetmemize sebep olan insanlardır. İnsanları anlamaya ne denli büyük bir kültürel yatırım yaptığımızı ortaya koyarlar. Neredeyse diyebiliriz ki delilik, birbirimizi anlamamızı idealize etmemize ve birbirimizi anladığımıza inanmak istememize sebep olan şeydir.
Sayfa 152Kitabı okudu
Bir de bu açıdan bakalım o karakterlere.
Trajik karakter denilen kişiler, tanımları gereği, bir şeyi isterken süreç içinde kendilerini tatmin edecek başka bir şeyle karşılaşabileceklerini düşünmezler. Rahat, aldırmaz ya da kaygısız değildirler, ilgileri kolayca başka bir tarafa çekilemez ve karşılarına başka bir şey çıkmasını beklemezler. Kararlı dediğimiz türden insanlardır onlar, hem de fazlasıyla kararlı. Azimlidirler.
Sayfa 122Kitabı okudu
Zordu...
Bir zamanlar benliğe yönelik korkunç şüpheler varken şimdi kati surette varılmış kanılar vardır; bir zamanlar felç durumu varken şimdi sınırsız olasılıklar vardır; bir zamanlar farkında olunmasa da azap çeken bir ruh varken şimdi pragmatik, ne yapılması gerektiğini ve bir şey yapılabileceğini bilen biri vardır.
Sayfa 157Kitabı okudu
Aklı başında olmak - ya da olduğunu sanmak işte tüm mesele bu :D
"Delilik" kelimesi, yaşanmayan ya da belli kısıtlamalar içinde yaşanan hayatlar için de kullanılır - en azından aklı başında olduğunu düşünen insanlarca. İnsanın aklının başında olduğunu düşünmesi son derece iç rahatlatıcıdır, ama aynı zamanda çok yanıltıcı ve hatta dikkat dağıtıcı da olabilir. Delilik denen şeyin bu denli korkutucu olması, kısmen yaşamadığımız bir hayatı, başımıza gelme ihtimali taşıyan bir olayı, yapma ihtimalimiz olan bir şeyi, çok vahim bir durumun tek çözümünü temsil etmesinden kaynaklanır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.