Profil
Umutlar azaldı, günden güne, mutluluklar ve ekmeğimiz .
Sayfa 8 - Çıra edebiyat
Zulümle payidar olmak kolay elde edilebilecek bir unvan değildir.
Sayfa 7 - Çıra edebiyat
Reklam
"Yeni" Türkiye için mi yazmıştın bunu Orwell?
Bilimin hiçbir türü müfredatta yoktu, hatta bu konulardan öyle nefret ediliyordu ki, ilgi duyulmaması için özel çaba bile sarf ediyorlardı.
Hala yaşadığını sanan ölüler, tehlikelidirler. Yanınızda­dırlar ve her boka burunlarını sokarlar. İçtiğiniz içkiye, oy vermenize, vesikalanmanıza, yaşlanmanıza, sevişmelerinize, tepki vermelerinize, yumurtlamanıza karışırlar. ESKİ GÜNLERİNİ SİZDE YAŞAMAK İSTERLER.
Sayfa 139
BİRİ: Babamı kaça gömersiniz?! MEZARCI: Ölüm tarihine bağlı. Eski ölüyse daha ucuza çıkar. Eğer yeniyse, o pahalı!
Sayfa 141
Elmasa heves eden dudaklarının gizli buharıyla puslanır­ken şanssız anlamlar, bir paratoner gibi uzandım bedeninin yıldırımına. Çarpıldım kömür oldum heba oldum gençliği­nin yokluğundan.
Sayfa 147
Reklam
Kelimelere şiddetle karşı olmam, inceliklere zarif hakaretlerle yaklaş­mamdaydı. Suyun bulanık hafızasında taklaya gelen koca yar­raklar gibi savruk, ketum ve kararlıydım. Sizi sevecektim. Si­zi düzecektim. En mükemmel koşullarda tek parça halinde kalmanızı sağlayacaktım. Atomun aklı başka yerdeydi. Ame­rika'nın aklı başka yerdeydi. Olmadı! Doktorluğum, anneli­ğim, çocukluğum süslemedi saadetinizi. Bir boka yaramadım sahte dostluklarınızda, yapay aşklarınızda. Üstelik neşemi çaldınız. Bir de utanmadan, küfrettiniz davama. Sizi öyle bir üzeceğim ki çok şahane ölerek Hiçbirinizde zerre kadar acı bırakmayacağım, Olağan'ı, Normal'i bir lanet diye sıçıyorum ta da yüzünüze Meydanına düştüğüm bu rezil savaştan Osura osura ayrılmak pahasına!
Sayfa 151
Saçının telinden tırnağının ucuna denk öptüm incelikle. Sonra alıp yanlızlıgımı yanıma,biraz daha tutkun,biraz daha iyimser, döndüm yeniden bıraktığın boşluklara.
Dün akşam aldım seni yanıma ; gücenikligini aldım, Vazgeçişini, ilk karşılaştığımız günkü sesini, benim dönüp dönüp gidişlerimi,senin gittikçe bı kuyuya benzeyen suskunluğunu ...
Geçmişle, geçmişin kişileri ve olayları ile uğraştıkça kafama takılan hep şu oldu: Geçmişten söz ederken farkında olalım olmayalım, duygusallık gelip bir yerde kalemimize takılıyor. Geçmiş nedir? Biraz da çocukluğumuzdur. Ne hikmetse hepimizin en mutlu olduğumuzu sandığımız dönemdir. Anamız sağdır, babamız sağdır. Ekmek elden, su gölden yaşamaktayızdır. Dünyayı yeni keşfetmekteyizdir. Kendimizi evrenin ekseni sanmaktayızdır. İçimiz pembe umutlarla doludur. Hayat önümüzde hiç yazılmamış bomboş papye kuşe bir sayfa gibidir. Aşkı yeni keşfederiz. Karşı cinsi yeni keşfederiz. Dünya nimetlerinin bir bir farkına varmaya başlarız. Aslında tatlı bir serüvendir bu. Ve de yeni. Şimdiki zaman öyle mi ya?
1,000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.