Profil
Soru işaretine neden olan bir haber
“Yıl 1872; Londra Kraliyet Akademisi’nde Messer Smit adında bir İngiliz, verdiği konferansta Mezopotamya'dan gelen çiviyazılı tabletler arasında, Tufan hikayesinin yazılı olduğu bir tabletin bulunduğunu söylüyordu. Bu tabletler Mezopotamya’nın kuzeyinde, eski adı Niniva, yeni adı Koyuncuk olan, yerdeki kazıdan çıkarılmış Asurbanipal’ın Kitaplığı arasında bulunmuştu. Bu haber, dinleyicileri büyük bir heyecana düşürdü. Çünkü ancak Tevrat'ta Tanrı tarafından yazdırılmış olduğuna inanılan bu olay, nasıl olur da bir tablette bulunabilirdi?”
Sayfa 158Kitabı okudu
Dünyada her güzel şey, bir Annenin eseridir (demiştir M. K. Atatürk)
“Biliyorsun, çocukları doğdukları andan itibaren anneleri eğitir. Konuşmayı, yemeyi, içmeyi, sevmeyi, gülmeyi hep annelerimiz bize öğretti. Onun için bu adamı da ancak bir kadın eğitebilir."
Reklam
Uruk şehri
“Uruk, Sümer ülkesinin Tufan'dan sonra ilk var olan şehirlerinden biriydi. O zamandan Gılgameş’e kadar dört kral yönetmiş Uruk’u. Uruk’un bir de baştanrısı ve koruyucu tanrısı vardı: Gök Tanrısı An. Sümerde her şehrin bir baştanrısı bulunuyordu. Zengindi Uruk. Bu şehrin bilginleriydi ilk yazıyı başlatan; okullar açtırıp okuma yazma öğrettiren, bilgileri kil üzerine yazdırıp ölümsüzleştiren. İlk araba tekerleği burada meydana getirilmiş, ilk saban burada yapılmış, sabana ilk öküz burada koşulmuştu. Fakat, dost uyur, düşman uyumaz derler ya! Bu zenginliği, bu görkemliliği kıskanıyordu etraflarında bulunan ilkel halklar. Şehrin çepeçevre etrafını kuşatmıştı. Şehre girip çıkmak için duvarın çeşitli yerlerine bakırla kaplı ağaçtan yapılmış kalın kapılar konmuştu. Artık kolay kolay hiçbir düşman giremeyecekti bu şehre. Hatta yabancı olarak şehre girmek işleyenler, kimlikleri belirleninceye kadar günlerce, bazen aylarca bekletiliyordu kapılarda.”
Eski İstanbul Sözü
“Eski İstanbul'da birisi çok cahil olunca, “Serçeden başka kuş, Zeyrek'ten başka yokuş bilmez” derlerdi. Artık buna bir de “Çınardan başka ağaç bilmez” şeklinde bir ifade eklemek gerekecek herhalde.”
Sayfa 197Kitabı okudu
Gılgameş Destanı hakkında
“Bu kitap, Sümerlilerin bundan binlerce yıl önce yaşamış olan kahraman kralı Gılgameş'in serüvenlerini kapsayan bir öykü. Aslında bu öyküde olan konular, Gılgameş'in yaşadığı çağdan itibaren yüzyıllar boyunca ağızdan ağıza geçtikten sonra çivi yazısıyla destan halinde tabletlere yazılmış. Kazılardan çıkarılan bu tabletlerin kırıkları ve
Sayfa 16 - Ön Söz’denKitabı okudu
Sümer Ülkesi
“Sümer ülkesinin yolları dümdüz ve yapılıydı. Ova yeşillikler, bahçeler, tarlalarla kaplıydı. Onlar bu topraklara gelir gelmez, gürül gürül akan Fırat ve Dicle nehirlerinin taşan sularını kanallara alarak, kuru toprağı sulamışlar, bataklıkları kurutmuşlar, bağlar, bahçeler yaparak her türlü ürünü yetiştirmeyi bilmişlerdi. Sümer’de her şehrin bir baştanrısı bulunuyordu. Fakat Uruk’un bir ayrıcalığı vardı. O da Sümer ülkesine bereket ve bolluğu, sevmeyi ve sevilmeyi, barışı ve savaşı getiren güzeller güzeli Tanrıça İnanna ve kocası Çoban Tanrısı Dumuzi’nin burada oturuyor olmasıydı.”
Reklam
Gılgameş Destanı nasıl ortaya çıkmış?
“Bir gün kral'a bir falcı, kızının bir oğlu olacağını, büyüdüğünde kralı, yani dedesini öldürerek krallığı elinden alacağını söylemiş. Bunun üzerine kral, kimseyle beraber olmaması için, kızını bir kuleye kapatmış. Dışarı çıkmasını önlemek için de, yanına bir bekçi koymuş. Bu kadar önlemeye rağmen, kız yine hamile kalmış. Dokuz ay sonra kızın bir oğlu olmuş. Bekçi çocuğu görünce, Kral kendisini öldürecek korkusuyla çocuğu kuleden aşağı atmış. O sırada kulenin altından bir kartal uçuyormuş. Çocuğun düştüğünü gören kartal, hemen onu sırtına almış ve bir hurma bahçesinin kenarına büyük bir dikkatle bırakmış; onu bırakırken bahçıvan görmüş. Ne olduğunu anlamak için yanına yaklaşınca güzel bir bebekle karşılaşmış. Hemen onu alıp evine götürmüş. Karısı ile birlikte "her şeyi gören ve bilen" olsun diye, ona aynı anlama gelen "Gılgameş" adını vermişler.”
Kitapta geçen Sümer Atasözleri
“Bir Sümer Atasözü der ki; - ‘Gel el ele verelim, biliyorsun, İki katlı ip kopmazmış..’ - ‘Biliyorsun, neden öğretmiyorsun?’ - ‘Boş vakit geçirdin, neye yaradı?”
Sümer Tabletlerinde Tufan
“Sümerlilerin inanışına göre; Tufan’dan önce ‘Yedi Bilge’ denizden çıkıp, şehirlere dağılmış ve oralarda uygarlığı öğretmişler insanlara. Tufan kahramanı, onları gemisine alarak kurtarmış ve tekrar şehirlere uygarlık öğretmişler.”
95 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Bir kitap okudum, beş bin yıl önce yazılmış. Mucizevi değil mi?? Kil tabletlere yazıyı geçiren insanlarla aramızda milyarlarca insan yaşamış ve günümüze kadar büyük bir bölümü ulaşmış. Artık bambaşka bir medeniyet kurmuş insanoğlunun yazıyı icadından sonra ortaya koyduğu ilk destan. Ölümsüzlüğü arayan bir kralın destanı, sümer mitolojisine ait birçok bilgiyi içeriyor. Gılgameş bence ölümsüzlüğü de bulmuş gibi. Şu an onun hakkında bu yazıyı yazıyorsam ve ondan ve maceralarından haberim varsa bu ölümsüzlük değil de nedir? Söyleyecek bir şeyleri olanların yazdıkları eserlerle bir şekilde ölümsüzlük arayışında olduğunu düşünüyorum. Tabletlerin yüzde altmışı okunabilir halde ve Sümerolog Muazzez ilmiye çığ da bu destanı hikayeleştirerek anlatmış.
Gilgameş
GilgameşMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 20131,451 okunma
101 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.