Devrimleri yarı yolda durduran kimdir? Burjuvazi
Neden?
Çünkü burjuvazi doyuma ulaşmış çıkardır. Dün açtı, bugün bolluğun içindedir, yarın da doygunluğa ulaşacaktır.
1902 ve 1907 Osmanlı Aydınları Kongresini İttihat-ı Terakki Cemiyeti önemli ölçüde EDF (Taşnaktsutyun) ile kotarıyor. SDHP (Hınçaklar) her iki kongreye de katılmıyorlar.
Çünkü SDHP İttihatçılara güvenmiyor, onları "Türkçü" buluyor. Farklı olanların farklılığını tanımaktan uzak ve herkesi "Türk" olarak değerlendirdiklerini görüyor.
Gerçi 1908 sonrası çıkan afla birlikte İttihat-ı Terakki Cemiyeti ile birçok görüşme gerçekleştiriyorlar ve önceleri tedirginlik duysalar da Taşnakların ön almasıyla parti örgütlerinin bir kısmının da Taşnaklara geçtiğini gören SDHP önderleri, İstanbul'a dönüyorlar.
1908 devrimi sonrası ilk aylardaki politik ortam bütün Ermenilere "artık işler iyi gidecek" duygusunu veriyor açıkçası.
Ama 31 Mart gerici ayaklanmasını birlikte bastırmalarına, omuz omuza Meşrutiyeti ve Parlamentoyu savunmalarına rağmen aynı döneme denk gelen Adana katliamı, onları şaşkınlığa sürüklüyor.
İttihat-ı Terakki Cemiyeti her ne kadar bu katliama tutum alsa ve birtakım tedbirler geliştirse de katliamın uygulayıcıları içinde İttihat-ı Terakki Cemiyeti de var.
İttihat-ı Terakki Cemiyeti Ermenilerden sürekli "sabır" bekliyor.
Biçtiğimiz ekini
Beyler yalayıp yuttu
Başladı kıtlık, kıran
Halkın tepesi attı,
Haykırıp: "Ekmek! Ekmek!"
Diye ayaklandılar,
Versailles kapılarının
Önüne dayandılar.
Dikildi tüfekleri
Koruma Alayı'nın
Cinayeti başladı
Acımasız Saray'ın.
Bir kadını vurdular,
Aktı yerlere kanı,
Ayaklananlar hemen
Aldı intikamını.
Öğrenciler arasında sosyalist fikirlerin yaygınlaşması, sosyalizm amacıyla hak taleplerini içeren İstanbul'da gösteriler, bunların şiddetle bastırılması, silahlı bir mücadele başlatma kararları, Sasun ve Zeytun'da yoksul köylülüğün içinde gerilla örgütlenmeleri, binlerce Ermeni köylüsünün katıldığı çatışmalar var.
II. Abdülhamid'in kimi talepleri karşılıyor gibi yaparak oyalama taktikleri vb. 1908'de İttihat-ı Terakki Cemiyeti'nin devrimci bir durum yaratınca dağlarda fedailerin dağlardan inmesi bile başlı başına bir olay…
Örneğin Vahan Papazyan (Goms) fedailerle Muş dağlarından indiğinde Van valisi, alay komutanı ve Osmanlı askerlerinden oluşan tören kıtası tarafından karşılanıyor.
Aynı Vahan Papazyan sonra Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın da Van milletvekili olarak görev yapıyor. Bu bile 1908'in nasıl bir hava yarattığını bize gösteriyor.
1849'da üniversiteler "Felsefe" ve Avrupa devletleri anayasa hukuku öğretimine son verdiler: Hükümet bunları yıkıcı konular sayıyordu çünkü... "Mantık ve Psikoloji " bilimlerinin Ortodoks mezhebinin kuralları ile bağdaşan bir hale sokulabilmesi için bu derslerin kürsülerine "ilahiyat profesörleri" getirildi.
s. 42