d

Din/Bilim

Bilim adamları “yaratılış bilimi” olarak sunulan hipotezleri değerlendirmişler ve destekleyen hiç bir bulgunun olmaması nedeniyle kabul etmemişlerdir. Ayrıca, yaratılış bilimcilerin iddiaları doğal nedenlere dayanmamakta, anlamlı sınamalara olanak tanımamakta, bu nedenle de bilimsel hipotez tanımına uymamaktadır. 1987’de A.B.D. Yüksek Mahkemesi yaratılış bilimi bir bilimsel değil, dinsel bir kavram olduğuna ve bu nedenle devlet okullarında öğretilemeyeceğine karar vermiştir. Çok sayıda dinsel grup da evrim kavramının, kendi yaratılış ve insanın kökeni anlayışlarıya çelişmediğini açıklamıştır.
Bilim din yerine ikame edilemez çünkü aklı tatmin eder, kalbi tatmin edemez.
Sayfa 91
Reklam
“B i l i m i n v a a t l e r i. — Modern bilimin hedefi: olabildiğince az acı, olabildiğince uzun yaşam, — yani bir tür sonsuzluk, dinlerin vaatlerinin yanında çok mütevazı kalıyor elbette.”
Sayfa 96 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Jeologlar bize dünyanın yarıçapının yaklaşık 3750 mil olduğunu ve üzerinde yaşadığımız kabuğun 1 ila 30 mil arasında değişen çok ince bir yapıda olduğunu söylüyorlar. Bu kabuk ince olduğundan dolayı sallanma olasılığı yüksektir. Dağlar, yer kabuğunu tutan ve dengeyi sağlayan kazık veya çadır çivileri gibi davranır. Kur'an, aşağıdaki ayette tam olarak böyle bir tanım içermektedir: أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا "Biz yeryüzünü bir döşek, dağları da (yeri dengede tutan) kazıklar yapmadık mı?" (Malk, 6-7) evtad kelimesi kazıklar veya çiviler (çadır tutmak için kullanılanlar gibi) anlamına gelir, bunlar jeolojik kıvrılmaların derin temelleridir Earth adlı bir kitap, dünyadakı birçok üniversitede jeoloji üzerine temel bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Bu kitabın yazarlarından biri, on iki yıl ABD'deki Ulusal Bilimler Akademisi (NAS) başkanlığı yapan ve eski ABD Başkanı Jimmy Carter'ın bilim danışmanı olan Frank Press'tir. Bu kitapta dağı takoz şeklinde ve dağın kendisini, kökleri yere derinlemesine yerleşmiş bütünün küçük bir parçası olarak tasvir etmektedir. Dr. Press'e göre dağlar, yer kabuğunun dengede tutulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Kur'an, dağların yerin sallanmasını engelleme işlevinden açıkça bahsetmektedir. وَجَعَلْنَا فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَن تَمِيدَ بِهِمْ "Yeryüzüne onları sarsmasın diye sağlam dağlar yerleştirdik." (Enbiya, 31) Kur'an'daki tanım, modern jeolojinin verileriyle mükemmel bir uyum içerisindedir.
Kur’an ve Modern Bilim Uyumlu mu Uyumsuz mu?
Kur’an ve Modern Bilim Uyumlu mu Uyumsuz mu?
MKA;
"Tevhini tedrisat mı istiyorsunuz? Bu millet mektep yapmayacak mı? Şimdiye kadar geri kalmamızda en büyük amilin ne olduğunu bilmiyor musunuz? Hayır! Medreseler açılmayacaktır. İaşenizi mi düşünüyorsunuz? Müsterih olun, ibadetinizle uğraşın, bırakın bu milleti. Yoksa bu kararı veren Meclis'te sizden büyük alimler mi yok? Millet bildiği gibi yapacak."
Usûl olmadan vusûl olmaz yani
Kudemaya göre lâyığınca suâl sorabilmeyi öğrenmek ilmin yarısı, geri kalan yarısı ise sorulan suâlin hakkını vermek.
Reklam
Asıl maharet nasıl soracağını bilmekte.
Sayfa 521 - Altın KitaplarKitabı okudu
Çekim kuvveti, sadece bir sebeptir. Asıl etki eden, her şeyi çekip çeviren ilahi kudrettir.
"Ayrıca, insan gözü, bir mühendislik hatasıdır! Retinanın içi dışı terstir. Sinirler ve kan damarları retinanın ışığa duyarlı kısmından geçerek bir kör nokta oluştururlar ve ışık reseptörü hücrelerinin önünde dağılırlar. Böylece ışık bu fiberleri geçip reseptörlere ulaşmak zorundadır. Neden sinirler ve damarlar reseptörlerin arkasında değildir? Böylece yoldan çekilmiş olurlardı ve bir kör noktamız olmazdı. Örneğin mürekkep balığının gözleri öyledir. Evrim elindeki materyalle çalışmak zorunda olduğundan, ancak eldeki mevcut sistemi kullanabilir adapte olmak için. İşte bu durum bu tür tuhaflıklara yol açabilir. Mutlak bir yaratıcı böyle bir hata yapar mıydı? Hele de daha önce yarattığı canlılarda bu hatayı yapmamışken."
Sayfa 181 - Propaganda YayınlarıKitabı okudu
Allah’ın hükmünü bilmeyen hayatın anlamım bilemez.
186 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.