d

Din /hadis

0 üye
Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
"Ben, haklıyken bile çekişmeye girmekten kaçınan kimse için cennetin kenarından, şakadan da olsa yalan söylemeye yanaşmayan kimse için cennetin ortasından, huyunu güzelleştiren kimse için de cennetin en yükseğinden bir köşk (verilmesin)e kefilim." (Ebu Davud, Edeb 7; Tirmizî,)
Reklam
Metinler, şerhler, haşiyeler, talikler, tefsirler edeple yazıldı. Halkalar edeple konuldu, âlimler kürsülere edeple kuruldu. Sayfalar edeple çevrildi. Ayetler, edeple tilavet edildi. Hadisler, edeple okundu. Hoca, dersi edeple takrir etti. Meseleler edeple anlatıldı. Talebe, edeple yürüdü. Ömürler edeple geçti. Edeple yaşayanlar can emanetini edeple teslim etti. İnsan hayvandan, mü'min kâfirden edeple ayrılır.
Ebul Hasan ül-Zencanî (rehimehullahu) der ki. «İbadet binasının te-meli üç direk üzerinde oturur. Göz, kalb ve dil. Gözün ibadeti, ibret al-makladır. Kalbin ibadeti, düşünmek ve duymakladır. Dilin ibadeti ise doğru konuşmak ve Allah'ı zikretmekle olur. Nitekim ulu Allah şöyle bu-yurur
Bil ki, sebepler tasarruf-u kudretin bir perdesidir. Çünkü izzet ve azamet, sebepler perdesini iktiza ediyorlar. Lâkin tasarruf eden ve iş gören kudret-i samedaniyedir. Çünkü tevhid ile celal, böyle isterler.
Yürekteki acıları ancak o yüreği yaratan giderir. İnsana O sekînet verir. Onunla zindanlar bostan; onsuz bostanlar zindandır.
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.