d

Din ve Felsefe

5 üye
Aydın’lanalım…
“Akla, bilgiye ve irade hürriyetine sahip olmanın bedeli; İnsan hayatının bir varoluş gerilimi içerisinde geçmesidir.”
İlim, sual soranın dünyaya nasıl geldiğini bildirir, lâkin niçin geldiğini bilmez ve bildiremez. Bu âleme her gelenin öleceğini söyler, lâkin nereye gideceğini ve ölümünden sonra bir ikinci hayat olup olmadığını kestiremez. Mükevvenât hakkında güzel fikirler verir, fakat varlığın asıl sebeplerini keşfetmeye muktedir olamaz. Beşeriyet, ilmin bu aczi önünde başını eğip kalmaz, sualine cevap almadıkça gönlünün endişesi sükûnet bulmaz. İşte bu suale cevap bulmak zaruretidir ki beşeriyeti, ilim yanında ilimlerin hükümlerinin zübdesi ve akli neticeleri olarak bir de felsefe meydana getirmeye icbar etmiştir. insanın yaratılışına böyle bir endişe va'zettiği içindir ki Cenâb-ı Hak insanlara Peygamberler göndermiş ve dini ihsan etmiştir...
Sayfa 57
Reklam
Felsefenin selâhiyeti: İlim bir şeyin nasıl olduğunu tedkik eder demiştim. Niçin öyle olduğunu tedkik vazifesi felsefeye aiddir. Meselâ nazar-ı dikkatimize bir hâdiseyi, bir koyunu alalım. İlim, nütfenin ana rahmine düştüğü dakikadan itibaren tedkiklere başlar. "Bir koyun nasıl meydana gelir?" denilirse, size bütün tafsilâtıyla haber verir. Lâkin bu verdiği malûmata karşı "Niçin böyle oluyor?" derseniz, ilim size cevap veremez. Hâdise ilmin malûmudur; tâli sebepleri de görebilir. Lâkin en büyük sebebi, gayeyi, hikmeti göremez ve niçin suâline cevap veremez. Beşeriyet bir hâdisenin nasıl meydana geldiğini bilmekle kanaat edemez, Her meçhule karşı, insan vicdanı, derhal "niçin?" sualini sorar. Bu sonuncu sualler, insaniyeti bilhassa işgal edenlerdir. Her akıllı ve gafil olmayan insan, dünyaya niçin geldiğini, nereye gideceğini, mükevvenâtın niçin mevcût olduğunu sorar ve sormağa fıtraten ve vicdanen zaruret hisseder...
Sayfa 56
Dünya üzerinde bu kadar çok acı varken, Tanrı’ya nasıl inanabilirim?
Sayfa 163 - Can YayınlarıKitabı okudu
Tevrat, Mezmurlar 137. (Yay)
“Babil ırmakları kenarında, orada oturduk ve ağladık.”
Sayfa 159 - Can YayınlarıKitabı okudu
Demek ki ilim (müspet ilim) bir hâdisenin şekilleri ve tezahürlerinde kalır, hikmet ise, içine ve sebeplerine müracaat eder, birinci nasıl olduğunu, ikinci niçin öyle olduğunu anlatmağa uğraşır. Şu halde din, zâid [fazlalık] olmaz mı? Dinin vazifesi nedir? Felsefe dinden ayrılmayı icap ettirir mi? Bu sualin cevabını dördüncü bahiste vereceğiz. Şimdilik şu kadar söyleyelim ki; felsefe dinin yardımcısı ve tamamlayıcısıdır, lâkin, hiç bir vakit felsefe "Din hissini" doyuramaz. Hiç bir vakit felsefe, insanı dinden uzaklaştıramaz.
Sayfa 57
Reklam
97 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.