-Devlet-i Osmaniye'nin Macaristan'da asker olarak kuvveti biliyorsun ki, Avusturya - Macaristan imparatorlarının akıllarının alamayacağı kadar az. Bu miktarı rakam olarak duysan sen de inanmazdın.Gerçi çokluğun kuvvetlilikle âlâkası pek fazla değilse de, yine de iyi yetiştiriliş fazlalık şüphesiz azlıktan evlâdır. Sana bütün bunları şunun için söylüyorum. Görüyorsun ki azlığımız galibiyetimize mâni olmuyor. Çünkü Müslüman ayakta kaldığı , nefes aldığı her an inancını yaymak ve bu yolda cihatla emrolunmuştur. İslam'da, Allah'a Rabb-ül Müslimîn değil, Rabb-ül Âlemîn denir. Madem ki, Allah bütün insanların Rabbidir, o halde bize düşen vazife O'nun gerçek nurunu şu veya bu millet demeden yaymaktır.
“Ey Adam! Gâfillere bakar, câhillerin sözünü dinler, fasıklarla iletişimde olurken kalbinin devamlı Allah ile olmasını mı arzu ediyorsun? Bu asla olmayacak bir şeydir.”
“Özetle: Yemek şehvetini terk edip de riya şehvetine düşen kişi akrepten kaçıp da yılana sarılan kişi gibidir. Zira riya şehveti, yeme şehvetinden daha çok zararlıdır.”
Kendisine kötülük edenlere kötülük eden, onlar gibidir.
Onların kötülüklerine kötülükle karşılık vermeyense, onların efendisi, en iyisi ve en erdemlisidir.
“Sen bildiklerini uygula ki bilmediklerini öğrenesin. Nitekim Hz. Peygamber (sav) bir hadis-i şerifte, ‘Her kim ki bildiğiyle amel ederse Allah onu bilmediği ilme varis kılar.’ buyurmuştur.”
“Şundan da emin ol ki ilerlemeden hedefe kesinlikle ulaşamazsın. Allah Teâlâ’nın ‘Yeryüzünde gezip görmüyorlar mı?’ ayet-i kerimesinde olduğu gibi, bilmek ve görmek için yeryüzünde iyi bir seyirci ve gözlemci olmalısın.”