Gönlünü Kur'an nûriyle parlatan, dilini ve kulağını onun güzel okunuş ve âhengine alıştıran bir müslümanda, gerçek manada ve elbette, bir şiir ve mûsiki zevki var demektir...
Fidesini alıp gidecekti ama fıdeyi komodinin üzerinden alırken yere düşen buruşmuş kâğıdı fark etti. Kâğıdı aldığında bunun Bahriye Hanım’ın konağında o cübbeli adamın buruşturup yere attığı o kâğıt olduğunu anladı, çünkü daha önce görmediği kadar beyaz bir kâğıttı bu. Açtı kağıdı, ilk iki cümleyi okudu:
“Kanunları dine dayalı olan devletler kısa