Arkadaşlar sabredin bayılacağınız bir kitap, kaynak okuyacaksınız.
(Baştaki diyaloglarda biraz sıkılabilirsiniz..).
Kitabın konusu:
"Attığı her adımı hurafelere ve batıl inançlara göre belirleyen bir karakterin etrafında şekillenen kısa bir roman.
Ebulfazl Enveri isimli bu karakterin hayatında büyünün, tılsımın, simyanın büyük bir yeri
"Yasalara olan düşmanlığını da açıklayın da inançlı halkın bir kısmı da görsün ki din adamları da, din örtüsü altında, vatana karşı halka karşı, düşmanca girişimlerde bulunuyorlar, bunu anlasın halk. Halkın olaylarla, ikna edici kanıtlarla inanarak Hükümetle birlikte yan yana düşman din adamlarıyla savaşması da gerek. Sadece Hükümete itaat etmeyen, Devlete karşı büyük suçlar işleyen din adamlarını mahkum edin ve uzaklaştınn. Ama, altını çizerek söylüyorum, halk bu din adamlarının suçlarına inanmış olmalı, dinsel ideolojinin boşluğuna ve bir çok kötülüklerin kaynağı olduğuna da inanmalı."
Baba kadehini salladı. Buzlar şıngırdadı. "Hepsini kastediyorum. O kendini bir bok sanan, her şeyin üstünde gören maymunların sakalına tüküreyim." "Tek bildikleri, tespih çekip anlamadıkları bir dilde yazılmış bir kitabı papağan gibi tekrarlamak."
Ya tamam cehenneme girip yanacaz🤫
Bunu herkes biliyo..
Ama bari hak edicek insanlar için günaha girseydik😜
Yemin ediyorum dedikodusunu yaptıklarım bile belki Rabbim tanımıyo😶
Tövbe estağfurullah yaa😬
Cehennemde közüm olamicak insanlar😑
günahlarımın sebebi oldu 😾Ay Allah'ım yaktıın beni 😹
Herneyse çok yakışıklıyım bari 🤭😹
Hayat yine de güzel olabilirdi. Biz zavallı insanların evlerimizin içine kadar giren şu harika yobaz kafalılar; böyle ideal çağrılarıyla rahatlarımızı bozmasalardı.
Aklıbaşında insanların güneşle, ay hakkındaki o palavralara inandığını mı sanıyorsun sen? Çok iyi tanıdığımız, iğrendiğimiz İnka'nın takvime göre, yılda bir Tanrılaştığına inanıyor muyuz sanki biz? Kutsal gecede onu esinleyen hiçbir dinsel itki olmadığını bal gibi biliyoruz hepimiz; ama hiçbirimiz çıkıp da ortalığı karıştırmıyoruz bu yüzden; çünkü biliyoruz ki ne denli temelsiz olursa olsun, Devlet'e yararlı bu inanç. Hükümetin saygı görmesine, anavatanda ve dış ülkelerde düzenin sağlanmasına yardım ediyor. Herkes senin gibi düşünmeye başlarsa ne olur, hiç düşünmedin mi? Peru'da karışıklık çıkar, dışarda ayaklanmalar olur; çok geçmeden bütün uygar dünyanın düzeni çatırdamaya başlar. Düşüncesiz kız! İnka'ya kurban edilmek istemiyormuş! Aslında kaba bir prense değil de Yasa, Düzen ve Toplumsal Denge'ye kurban edileceğini anlayamıyorsun demek?
Sayfa 109 - CEM Yayınevi, Türkçesi : Yurdanur Salman, İstanbul, 1979, Kapak: İbrahim NiyazioğluKitabı okudu
Çünkü vahşiler hiçbir zaman olayların gerçek sebeplerini ve onları meydana getiren nedenleri araştırmazlar. Milletler arasında bile hâlâ kötü olaylar karşısında kendi iradelerini sıfırlayarak kadere inananlar vardır. Bu gibi şahıslar alnımın yazısı neyse o olur derler. Her sonucu tevekkülle kabul ederler ve sonunda bu gibi insanlar kendini görünmeyen eller tarafından yönetilen santranç taşları gibi görürler. İtiraf edeyim, bu körü körüne inanç, tembellik ve budalalıktan başka bir şey değildir. Bütün bunlar iman değil belki de emek vermeye üşenenler tarafından söylenmiş efsanelerdir ve bu gibi insanlar kötü ve talihsiz gözüken olayların sorumluluğunu asla kabul etmezler. Kendilerinde hiç suç aramazlar. Bu sorumluluğu Allah'a mâl ederler.
Çoğu müslüman terörist değildir, köktencilerin çoğu da terörist değildir ancak günümüzün teröristlerinin çoğu Müslümandır ve kendilerini gururla böyle tanımlarlar.
“Müslümanlığın, yüzyıllardan beri yapılageldiği üzere bir siyaset aracı olarak kullanılmaktan kurtarılmasının ve yüceltilmesinin şart olduğu gerçeğini de görmüş bulunuyoruz.”