"bütün samimi insanlar ve işinde gücünde olanlar ahmak, dar kafalı oldukları için faal kimselerdir. nasıl açıklamalı? bakın şöyle: bu çeşit insanlar, akılları kıt olduğu için herhangi bir konuda ana sebepleri araştırmadan hemen el altındaki ikinci derece sebeplere bağlanıverir ve doğru hareket ettiklerinden emin oldukları için de rahatlarlar; en önemlisi de budur zaten. herhangi bir işe başlamadan önce, ilkin rahatlamak, bütün şüphe ve tereddütlerden kurtulmuş olmak şarttır. iyi ama, ben kendimi nasıl rahatlatayım? dayanabileceğim esaslar, ana sebepler nerede? nereden bulacağım bunları? sırf fikir jimnastiği yapmak için ele aldığım herhangi bir ana sebep bile arkasından daha önceki bir sebebi sürüklüyor ve bu böylece aralıksız devam ediyor."
"öte yandan bütün imkânsızlıkları, bütün taş duvarları görüp anlayabilseniz, yetersizliklerin ve taş duvarların biriyle olsun uzlaşamamaktan iğrenseniz, hatta hiç suçunuz olmadığını bile bile mantığın mutlak, kaçınılmaz kurallarına uyarak, o ölümsüz taş duvar konusunda kendinizi suçlayacak kadar çirkin sonuçlara varıp aczinizden sessizce diş gıcırdatarak kendinizi adeta bir şehvet duygusuyla atalete teslim etseniz, sonra da ortada hırsınızı alacak tek bir varlık bulunmadığını, çevrenizde dönenlerin el çabukluğu, hileler ve düzenbazlıktan meydana gelmiş bulanık bir karışım olduğunu fark etseniz bile, bütün bilinmeyenlere, hilelere rağmen içiniz sızlar. bilmedikleriniz arttıkça sızılarınız o ölçüde çoğalır!"
Nasıl öldüğünü, bir daha dirilmemek üzere sonsuza kadar nasıl toz toprak haline geldiğini duyuyor, kaçıp kurtulmak istiyor, fakat bütün evrende onu barındıracak tek bir köşe bulamıyordu...
Zayıf, kof, her zaman başkasının etkisi altında hareket etmeye alışmış, ama bir aralık isyan bayrağını çekip kuvvetli, makul olmaya karar veren kimselerin bu hareketlerinin her zaman belirli bir sınırı vardır. Başlangıçta isyanları son derece şiddetlidir. Bu şiddet çılgınlık hali alır. Karşılarına çıkan engellere gözleri kapalı atılırlar, güçlerinin üstünde çaba gösterirler. Ancak, belirli noktaya varınca kendinden geçmiş o insan zınk diye duruverir, "Ben neler yaptım?" gibilerden korku içinde kalakalır. Hemen arkasından da sönmüş balon gibi pörsür, ağlamaklı olur, diz çöküp af diler, her şeyin eskisi gibi olması için yalvarır, her şeyin bir an önce sonuçlandırılmasını ister.