Sophokles tragedya ikinci büyük şairidir. Eserlerinde insanlar, alınyazılarıyla ve tanrılarla mücadele ederler. Ancak sonunda yenilen, yine insandır. Kral Oidipus onun en ünlü eseridir. Psikoloji alanında da Oidipus Sendromu olarak karşımıza çıkmaktadır. Oidipus ailesi tarafından istenmeyen bir bebektir. Onu birine öldürmesi için verirler. O kişi ona kıyamaz. Birilerine evlatlık olarak verir. Olaylar bundan sonra gelişir. Oidipus bir kahinle konuşur kahin ona: "Çocuklarının hem babası, hem kardeşi; onu doğuran anasının hem kocası, hem oğlu olduğu; babasının karısından çocukları doğduğu; babasını öldürdüğü meydana çıkacak. Şimdi gir sarayına da düşün. Dediklerim çıkmazsa, benim kehanet sanatından hiç anlamadığını ilan edersin." der. Oidipus buna inanmaz ama işin gerçeği sonradan ortaya çıkar. Oidipus öz babasını öldürmüş ve haberi olmadan kendi annesiyle evlenmiştir. Kendi annesinden çocukları olmuştur. Yunan mitolojisi eserde baskın olduğu için tanrıların onu bu şekilde cezalandırdığı düşünür. Karısı yani annesi bunları duyunca kendini asarak öldürür. Oidipus bunu görünce gözlerine altın tel batırır ve gözlerini kaybeder.
Kitabın sonunda şu mesaj verilir: "Ey Thebaililer, yurttaşlarım! O zorlu bilmeceleri çözen Oidipus'un haline bakın! Çok kudretli bir insandı. Onun mutluluğu bu kentte hangi vatandaşı imrendirmemişti? Şimdi ne kadar korkunç bir felaket kasırgasıyla sürüklendiğini görün! Onun için, son gününü görmeden hiç kimseye mutluluğa ermiş demeyin!.."