Ve kendine soruyorsun:Nerede hayallerin?
Başını sallıyor,şöyle diyor:Yıllar ne çabuk geçiyor!
Ve yine soruyor kendine:Ne yaptın bunca yılı?En iyi zamanlarını nereye sakladın?
Kimse bir kitap kaybetmek istemez. Bir daha okumayacak olsak da başlığında eski, belki de kaybolmuş bir duyguyu taşıyan bir kitabı kaybetmektense bir yüzük, saat veya şemsiye kaybetmeyi yeğleriz.
Satranç, Stefan Zweig’in psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür. Bir insanın kaç farklı satranç partisini aynı anda oynayabilirliğinin mecburiyet durumunda mümkün kılınışını anlatmıştır bu eserde. İmkansız gibi görünen bu durum bir dönem boyunca Dr. B.’ nin yaşam standardı haline dönüşmüş gibi. Fakat beynimizin %100’ ünü kullansaydık nasıl sorunlar yaşardık bunu da görmemiz mümkün. Eserde ki bir diğer karakter de yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic. Aslında yaşımının derinlerine inildiğinde adını bile yazmakta zorlanan bu insanın, satranç gibi strateji gerektiren bir oyunda yükselmesi şaşırtıcı doğrusu. Ayrıca oyun esnasında fark ediliyor ki Czentovic, sadece altmış dört kare içerisine sıkışıp kalmıyor, hasmının psikolojisini de gözlemliyor. Bunun ona avantaj sağladığını da söylemek mümkün, özellikle de rakibi Dr. B. ise.
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,9bin okunma