Vedası olmayan
Bir aynadaki buğ gibi
Yüzleşmek istersen bile ertelenir.
Her yerde saklı bir an
Umut kaybı
Uzun hissedilen bir zaman kaybı
Yalnızsın biliyorsun
Hoşçakal diyemediğin bir karanlık
Bulamazsın dününde
O her geldiğinde bir yabancı
Her insanın kapıldığı
Arada iyimserliğin yanında olması gereken
Belki bir ince duygu...
İnsan duygusal belleğinde kayda geçmiş "anı"ları tekrar tekrar hatırlayarak acı çeker. Bu yüzden de geçmişte yaşar. Geçmiş ve Gelecekte yaşayan kişi de an'a dikkatini veremez. An'da kendisini, "şimdi ve burada" yaşayamaz. Farkındalık ışığını an'a yöneltemeyen kişi, bir an sonra geçmiş olacak anların karanlığında kalmaya kendisini mahkûm eder. İşte bu karanlık, cehaleti, bencilliği, bağımlılığı doğurur. An'da tüm farkındalığımızla dolu dolu yaşadığımızda hiçbir eksiklik kalmayacağı için bir an sonra "geçmiş" olacak bu an, eksikliği tamamlamak için bizi kendisine geçmişe doğru çekmez. Ve biz yeni bir An'ı deneyimlemek üzere tümüyle özgür oluruz.