Ben olsam kendimi "inançlı" ya da "inançsız" diye nitelemezdim. Epey bir süredir tespit ettiğim ve yazdığım gibi, inanç bence, genel olarak, birinci tür bilgiden, yani "sakat ve muğlak" bilgiden kaynaklanır.
(Spinoza’dan Freud’a)
Seyyahların anlatılarından ve en yakın komşularımızla, farklı meslekler icra eden, farklı inançlara sahip olan, farklı siyasi rejimlerde yaşayanlarla tecrübelerimiz, kendimize benzeyenleri sahiden (ya da daha çok) insan olarak gördüğümüzü gösteriyor. Yunan olmayan herkese barbar muamelesi yapan Eski Yunanlar buna iyi bir örnek. Hemen hemen her
Küçük şeyleri düşününce, yaşamaya devam etmek istediğime inanıyorum.
Yağmur damlaları... daralan ıslak eldivenler.
Çok büyük bir şeyi izlerken, ölmek istiyorum... dünya haritası veya parlamento binası…