Mírõ
"Aşk acısı çekmedim hiç, çünkü dünyanın verdiği acı her zaman güçlüydü."
"İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir."
Reklam
Bana herkesi özletti.
Sayfa 38 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
Nasıl fikir kardeşliği yürütüyoruz şaşırmamak mümkün değil. Bu adamın düşüncelerini çok taktir ediyorum. Ayrıca bu ay bu kitabı okuyup yorumluyoruz. Kaliteli insanlara rastlamak hayattaki en güzel şey.
Kendinden başka her şeyi konuşuyor kalabalık.
Sayfa 8 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Otuz yaşım ile kırk yaşım arasında ne akıllı ne de çılgındım. Bu ikisinin ötesinde kalıp olup bitene seyirci oldum ve dünyayı kavradığımı sandım. İlk kez gördüm denizlerini. İlk kez güneşinin altına yattım. Gecelerinde dolaştım. Bir çocuk bile doğurdum, benim anneme yabancı olduğum gibi o da bana yabancı. Evet, dünyayı kavradığımı sandım. Politikası, toplumsal yapıları, sömürenleri, sömürülenleri ile ilgilendim. Ben ne sömüren ne de sömürülendim. Kırk yaşımda başlamam ya da bitirmem gerekeni bitirdiğimi sanıyorum. Bir insan yaşamı kırk yıl da olabilir. Olmalı. Bir ölüm özlemi değil bu. Özlemlerim kalmadı. Ben aslında sürekli özlüyor ve bir özlem durumunda yaşıyorum. Bu yüzden özlemlerim yok. Yalnız bir kavrama bu. Bütünselliğin kavranması. Bitirilmişliğin. Bir yolculuğun sonu. Başlangıcı olmayan yatay bir yolculuğun sonu. Kendi yuvarlağım çevresinde dönen bir yolculuğun. Şimdi okunmuş kitapları yeniden okuyorum. Şimdi bildik müzikleri yeniden dinliyorum. Yenmiş yemekleri yeniden yiyorum. Sevip yitirdiklerimi yeniden seviyorum. Şimdi uykusuzluğumu yeniden uyuyorum. Şimdi açlığımda yeniden acıkıyorum. Şimdi gittiğim kentlere yeniden gidiyorum. Şimdi havada uçuyor, raylarda, su yüzeylerinde, yaşama ve ölüme karşı duyduğum aynı umursamazlıkla dolaşıyorum. Tartışmaları biliyorum. Duyguları. Korkuları. Sözcükleri. Her dili anlıyorum. Anlıyor ama kavrayamıyorum.
Sayfa 48 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
Reklam
Çocukluğumda, Dostoyevski'nin nihilist karamsarlığı ve olağanüstü insancıllığı, sonraları Pavese'nin büyük yaşam ve ölüm arayışı, intihar özlemi ve şimdilerde Peter Weiss'in faşizm ve insanın insan tarafından öldürülmesi mekanizması karşısındaki insancıl direnişini duymak, bilmek, okumak, algılamak yaşamının en önemli karşılaşmaları değil mi?
Sayfa 66 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
İşte "beğendiğim" insanlar: - lodosta başı ağrımayanlar, - insan dramının bilincinde olmayanlar, - her sanat yapıtını aynı biçim ve aynı ölçü ile algılayanlar, - uçakta iştahla yemek yiyenler, - karı veya kocasına hayranlık duyanlar, - kendilerine hakim olmaları gerektiğini sananlar, - görgüden söz edenler, - herhangi bir gemide, herhangi bir yabancının ayakkabılarını modaya uygun bulup bu konuda konuşanlar, - biriyle yatıp, ona iyilik ettiklerini sananlar, - sabahları genel konular üzerine konuşabilenler, - özel yaşamlarını gizli tutmaları gerektiğini sanıp, bu konuda hiç söz etmeyenler, - yemekler ve mutfak üzerine konuşurken, sanki bir askeri darbeden söz eder gibi heyecanlananlar, - âşık olunca, ömür boyu sürecek eşlerini bulduklarını sananlar.
Sayfa 62 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.
Sayfa 61 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
Kültür, bir şeye cesaret edebilme sorunudur. Okumaya cesaret edebilme, bir görüşe inanmaya cesaret edebilme, görüşlerini açıklayabilme cesaretidir.
Sayfa 60 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
Reklam
Beni yaşamcıl kılmakla en büyük ölümlerin en derin acılarını bana vermemiş mi bu insan olma çabası? Ben, insan olma çabasının sürekli üstüne giden ben? Artık beni benden alsınlar. Atsınlar bir alanın sabah süpürülen, sabah boş şişeleri taşınan bir büyük çöp tenekesine. Ben de biraz onlardan olmak istiyorum. Duyguları ölçüleyen, sevgilerini sevmeyen, acılarını acımayan, yollarını yürümeyen, uykularını uyuyan, iştahlarını yiyen, sevişme isteklerini boşaltanlardan olmak istiyorum. Sevişme isteğinin sonunda tüm aşkları üstleyecek yorulmazlığı değil, yorgunluğu istiyorum bir insanın yürek atışlarında.
Sayfa 55 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
Kitabın sonunda “Ne kadar can sıkıcısınız hepiniz.” diyor. Sanki 385. sayfa hepinizin ne kadar can sıkıcı olduğunu söylemek için yazılmış.
Sayfa 49 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
Çocukken nasıl karın beyaz rengini ya da ağustos rüzgârını ya da yaz öğlen saatlerinin göz kamaştıran ışıklarını sözcüklere, anlamlara aktarmaya çalıştığımı anımsıyorum. Çocuk kendi çevresine bakıyordu. Ne çocuk ne de büyükler, içimdeki ne canlı ne de cansız bir varlık, bunun dışında bir şeye anlam vermeye çalışıyordu. Ahşap eve, geceye. Korkuya. Yalnızlığa. Çocuğun içindeki çocukluğa.
Sayfa 45 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer DuruKitabı okudu
Resim