e

Edebiyat-Aşk-Tasavvuf

0 member
"Delikanlı gibi davranmasını bilmeyen, takvâlı davranmayı da bilemez."
Endülüste Lengüistik & Edebiyat Tarihi
“Filoloji, gramer ve leksikoloji dahil lengüistik alanında Endülüslü müslümanlar Iraklılardan hemen sonra ilk sırayı alırlar. Edebiyat tarihi bakımından özellikle Abbasiler, Murabıtlar, Muvahhitler dönemi, üzerinde durulması gereken dönemlerdir. Emevîler zamanında atılan kültür ve medeniyet tohumlarının meyveleri bu dönemlerde devşirilmeye başlanmıştır. Ve Batıyı büyük ölçüde etkilemiştir…”
Reklam
Arapların ‘ölçü’ kavramını buluşu
Deve yürüşü çok önceden Araplarda şiir yeteneğini kamçıladı. Devesi­nin üstünde türkü söyleyen Arap, türkünün ahenk ve ölçü­süne göre devenin adımlarında bir hızlanma ya da yavaş­lama olduğunu hissetti. Eğer ritmdeki ara kısa ise, deve oldukça hızlı gidiyor, yok eğer ara uzuyorsa deve ağır ağır yol alıyordu. Müziğin, sesin ritmine göre adım atıyordu sanki deve. Böylece, devenin ağır ağır attığı dört adımdan ‘ölçüyü’ buldular. Konuşma dilinde uzun ve kısa hecelerin ardarda gelmesi, ölçüyü meydana getirdi. Bedevinin doğal dehası böylece nazmı buldu…”
Güvercin Gerdanlığı
“Güvercin Gerdanlığı; bağlılık, ülfet, sevgi ve muhabbet konusunda yazılmış önemli bir psikolojik tahlil denemesi­dir…”
Sayfa 65 - *Güvercin Gerdanlığı; aşkın gücüne boyun eğenlerin ölene kadar boyunlarından çıkarmadığı tasavvur edilen “aşk zinciri”ni sembolize eder.Kitabı okudu
İbn Hazm ve meşhur Atasözü
“İbn Hazm, miladi 18 Kasım 993, hicri 3 Ramazan 383’te dünyaya gelmiştir. Çocukluğu Kurtuba Sarayında babasının hareminde geçti. Böylece ergenlik çağına kadar çok kibar ve düzgün bir eğitim gördü. Geçirdiği siyasi entrikalar ve hapis hayatından sonra İbn Hazm kendini ilme verecek, özellikle hukuk ve ilâhiyat bilimleriyle uğraşacaktır. Onun dokunaklı, etkili ve acımasız kalemi, şu atasözünü doğurmuştur: “Haccac'ın kılıcı, İbn Hazm'ın kalemi…”
Ruhların orduya benzetilmesi
“Ruhlar, askere alınmış bir ordudur, donatılmış askerlerdir. Ezelden tanışanlar birbirini severler, birbiriyle uyuşmayanlar da bir türlü anlaşamazlar. Orduyu oluşturan erler birbirleriyle ne denli tanışıyorlarsa, aralarında o denli bir geçim olur. Birbirleriyle hiç tanışmıyorlarsa, aralarında geçimsizlik ve uyuşmazlık olur.. İnananların ruhları birbirleriyle çok iyi tanışır ve anlaşırlar. Allah ruhları yarattı, bazılarını parçalara ayırdı ve arşın çevresinde sürekli döndürdü. *İki ruhtan hangisi diğer parçayla orada tanışmış, dolayısıyla birbirine kavuşmuşsa, bu dünyada da aynı şekilde birbirleriyle birleşmişlerdir…”
Sayfa 24 - *’Ruh ikizi’ kavramıKitabı okudu
Reklam
18 öğeden 21 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.