e
Edebiyat & Roman
1,020 member · 305 new postBir güzel serüven daha bitti
Çok merak ettiğim ama bir türlü elimin gitmediği, sonunda ne olacağını bildiğim ama nasıl olacağını bilmediğim, bir rivayete göre Tolstoy'u yazarken gözyaşlarına boğan 1062 sayfalık serüven bitti.
Kitabın sadece yasak bir aşk hikayesi gibi yansıtılmasının kitaba büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Çünkü kitap içerisinde, ahlaki
İstanbul'un Fethini anlamak için, Fatih'i anlamak gerek. Fatih'i anlamak için, Fatih'i yetiştirenleri (annesi, babası, hocaları) anlamak gerek. Fatih'i yetiştirenleri anlamak için, osmanlı insanını anlamak gerek. Hepsi bir bütün, binanın tuğlaları gibi. İstanbul'un Fethini inceliklerle anlatılmış bir kitap.
Uzun aradan sonra gözyaşlarımı tutamadığım o kitap…
Kitaba başlamadan önce gerçek bir hikayeden alındığını ve yayından kaldırılması için epey uğraş gösterildiğini öğrenince merakım daha da kamçılandı,beklentim en üst raddeye ulaştı. Bütün anı,yaşananı iliklerinize kadar hissedeceksiniz;eminim. Kadınlığımızı obje olarak gören ve hala bu toplumda var olan amiyane tabir ile aşağılık varlıklar
çok saydam bir şekilde yansıtılmış. Kesinlikle,hiç şüphesiz özellikle de hemcinslerimin okuması gereken bir kitap
Psikoloji
Bu kitabı hem bir felsefe hem de macera romanı olarak düşünebiliriz.
Kesişen iki hayat...
Düşünür, bilge, araştırmacı, dine bağlı, genç yaşına rağmen öğretmenlik yapan Narziss...
Hayal dünyası oldukça geniş, çocuksu bir ruha sahip sanatçı, haz peşinde koşmaya hevesli bir karakter Goldmund...
Karakter farklılığına rağmen devam eden dostluk. Birbirini tamamlayan, birinde olmayanın diğerinde olması işleniyor romanda.
Kitabın etkileyici olmasının sebebi de her iki farklı karakterinde kendi hayatını sorgulamasında geçiyor. Hayata bakışı çok farklı iki insan. Peki kim doğru yaşadı bu hayatı Narziss mi, Goldmund mu?
Giden mi mutlu oldu yoksa kalan mi?
En çok hangi karakteri kendinize yakın buldunuz, imrendiniz, ya da nefret ettiğiniz karakter hangisiydi. Kitabı okumayı bitirdikten sonra aklınızda deli sorular bırakacak bir kitap. Keyifli okumalar dilerim efendim.
Merhabalaaaar!
Dennis Lehane'nin usta kaleminden çıkan "Shutter Island", gerilim ve gizemin harmanlandığı sürükleyici bir roman. Hikaye, 1950'li yılların kasvetli atmosferinde, kayıp bir hastanın izini sürmek için izole bir adaya giden U.S. Marshal Teddy Daniels'ın etrafında dönüyor.
Teddy, Ashecliffe Hastanesi'nde araştırma yaparken, sadece gerçeğin peşinde olmadığını, aynı zamanda kendi karanlık geçmişiyle de yüzleşmek zorunda olduğunu fark eder. Adanın ürkütücü atmosferi ve gizemli sakinleri, Teddy'nin zihnini bulandırmaya ve gerçeklik algısını sorgulamaya başlar.
Dennis Lehane, gerilim ve gizemi ustaca kullanarak okuru sayfalara bağlıyor. Roman boyunca, Teddy'nin geçmişine dair parçalar yavaş yavaş ortaya çıkarak, okurun merakını ve gerginliğini artırıyor. Hikayenin kurgusu son derece sağlam ve tahmin edilemez bir finalle taçlanıyor.
"Shutter Island" sadece sürükleyici bir gerilim romanı olmanın ötesinde, aynı zamanda zihin, hafıza ve gerçeklik algısı üzerine de derin düşüncelere sevk ediyor. Teddy'nin yaşadığı travmalar ve bunların zihnini nasıl etkilediği, romanın en önemli temalarından biri. Kitabı tavsiye ederim.
•“But?”
“But I never quit anything before is all.”
•I held her, he wanted to say, and if I knew for certain that all it would take to hold her again would be to die, then I couldn’t raise the gun to my head fast enough.
Tanrısız Gençlik Üzerine
Kitap bir öğretmenin düşünceleri ile anlatılır. Nazi Almanyasında geçen ırkçılığı, nefreti ve şiddeti barındıran gençler üzerinden ve bunların üzerine öğretmenin şekillenen düşünceleri ve Teolojik iç çatışmalarını anlatan. Başta Tanrıya inanmayan daha sonrasında Tanrıyı yeniden bulan Ve itiraf etmeliyim ki Rahiple oldukça düşündürücü konuşmaları vardı bu açıdan da artı puanı hak ediyor. Bunun dışında doğruluğun ahlakın prensibi olduğunu bize sürekli hatırlatıyor. Okurken çok keyif aldım.
