Okudum ama ne okudum anlamış değilim…
Bu kitap ya çok sevilmiş yada sevilmemiş, ortası yok.
Bende uyandırdığı izlenim şöyle oldu; bir adam var ne kendini sevmiş ne insanlarla barışık olmayı denemiş. Sevgisiz, nefretle yaşamayı kendine hayat felsefesi edinmiş bir adam. Hayata negatif bakan, umudu olmayan, renklerden uzak siyah beyaz bir adam.
“Sana yalan söylediğim için senden nefret ediyordum. Çünkü tek istediğim kelime oyunları yapmak, kafamı biraz çalıştırmak, biraz kendimi eğlendirmekti… aslında istediğim nedir bilir misin? Hepinizin yerin dibini boylamanız, işte bu kadar!”
“Bu hikayeyi yazarken yeterince utandım: Yani bu, edebi bir eserden ziyade günahlarımın kefaretini ödemek oldu…”