Kışın ortasına, karların erimediği, yalnızca köksüz kar bitkilerinin kaldığı vakte kadar kar fırtınaları arasında serpilip büyüyen, kısa ömürlü, aceleci, ufak tefek kış otları, surun dibindeki çiğnenmiş topraktan çoktan filizlenmişti. Hep yaşamanın yolunu bulan bir şeyler olurdu; koca yıl içinde her bir canlı vaktini bekler, serpilir, sonra ölüp yine bekleyişe geçerdi.