Bir kişiye ait olan anılar, birbaşkasına aktarılamaz. Ne var ki bir yetişkin kendi hasarlı benlik imgelerini bir çocuğa yığabilir ve yığdığı bu imgelerin arasına o travmatik olaya dahil olan diğer imgeleri,hatta failin imgesini bile katabilir.
Engin Geçtan'ın 'İnsan Olmak' kitabını inceledim. Herkesin okumasını istediğim ender kitaplardan bir tanesi.
Kitabın incelemesini okumak için linke tıklayın; edebiyatvedigerseyler.com/2023/01/16/butu...
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201923,5bin okunma
Zekânla ardına düştüğün alçakça üçkağıda ne demeli? Konuşmada beceriklisin, yeteneğini kötüye kullanıyorsun, ışıkla gölgenin rengini bozuyor, tonunu alçaltıyor, yükseltiyor, dağıtıyorsun ve bağıra çağıra onurlu, dürüst, iyi niyetli olduğunu duyuruyorsun. Başkalarının iyi niyetini sömürüyor, onları sinsice kıskaçlarının arasına alıyor, üstünlüğünün ne kadar hayırlı olduğunu, onlar için bir armağan olduğunu söylüyorsun. Alçakgönüllü numarası yapıp erdemlerini söylemiyorsun da kuşkusuz birinin çıkıp bunu senin yerine yapmasını bekliyorsun; o da olmazsa hayal kırıklığına uğruyor, kırılıyorsun.
Gelecek içimizde katlanılmaz bir gerilimde. Dar çatlaklardan geçmek, yeni yollar açmak zorunda. Yükünü atmak, kaçınılmaz olandan kaçmak istiyorsun. Kaçmak, yanılgı ve yoldan çıkma anlamına gelir. Gözlerini kapa ki çoğu, dıştan çoğul olanı, koparanı ve ayartanı görmeyesin. Yalnızca bir yol var ve bu yol senin yolun; yalnızca tek bir kurtuluş var ve bu senin kurtuluşun. Neden bakınıyorsun yardım arayan gözlerle? Yardımın dışarıdan geleceğini mi zannediyorsun? Gelecek olan senin içinde ve senin içinden yaratılacak. Öyleyse kendine bak. Karşılaştırma, ölçme. Senin yoluna benzer başka bir yol yok. Diğer tüm yollar seni aldatır ve yoldan çıkarır. Sen içindeki yolu tamamlamalısın.