Edebiyat
34,8bin üye · 1.512 yeni gönderiTakip
Edebiyat ile ilgili genel paylaşımlar ve tartışmalar.
Onlarca kedisi olan bir ada hayal edin. Ada halkı bir sabah uyandığında adanın kedilerinin yok olduğunu farkediyor. Aramadıkları yer kalmıyor. Ancak, kedilerden hiç bir iz bulamıyorlar.
Sorun öyle bir hal alıyor ki, nihayet devlet konuya el atıyor. Hem öyle bir el atıyor ki, onlara kedi olduğuna inandıracak kadar söylemlerle pek çok cins köpek gönderiyor. İşe bakın ki bu köpeklerin kedi olduğuna inanmayan kadar inanan da oluyor.
Ada halkı bir süre sonra kendilerini köpekleri için mücadele ederken buluyor
Artık ke 
Artık Kedileri Sevmeyen Adam isa 
Isabelle Aupy
Onur Akbaba, "Gölge Oyunu"adlı şiir kitabıyla Cemal Süreya Hatay Şiir Ödülleri'nde mansiyona; 2018 yılında "Büvek" adlı öykü kitabıyla Sennur Sezer Öykü Ödüllleri'nde Jüri Özel Ödülü'ne değer görülmüştür.
Ayrıca, Sait Faik, Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, İlyas Halil gibi yazarlar anısına düzenlenen öykü yarışmalarında da ödüle layık bulunmuştur.
Kitabımızda on bir öykü yer alıyor ve hepsi birbirinden güzel. Fakat, beni bir tık daha fazla etkileyen öyküler #imecesessizliği #öteki #imamınerikleri ve kitaba ismini veren #parçatesiri oldu.
Parça Tesiri 
Onur Akbaba
Kırgızistan'ın en önemli yazarlarından Cengiz Aytmatov, en önemli eserlerinden olan "Selvi Boylum Al Yazmalım" 'da tesadüf eseri karşılaşan karayolu işçisi İlyas ile köylü kızı Asel'in evlilikle sonuçlanan aşklarının İlyas'ın hataları sebebiyle derin hüsranla nihayetlenmesi ve daha da acısını anlatıyor. Defalarca izlediğim filmin karakterlerinin çok güzel seçilmiş olduğunu düşünüyorum. Özellikle Cantay
Selvi Boylum Al Yazmalım 
Cengiz Aytmatov
Her şey o gün dört gencin fizik dersine geç kalmalarıyla başlamıştı ve o ismi almaları da. "GKK" yani "Geç Kalanlar Kümesi".
Birbirleriyle selamdan öte samimiyetleri bulunmayan bu dört küme elemanı; anlatıcımız Yasemin ve diğer üçü Eylül, Simge ve Anıl'dan oluşuyordu. Hikâyemiz dörtlünün on beş yıl yedi ay sonra tekrar biraraya gelmesiyle başlıyor.
Di'li Geçmiş Zaman ile Şimdiki Zaman arasındaki olayları kapsayan bu yolculukta herkes, geçmişte eteğinde biriktirdiği taşları dökme fırsatı elde ediyor.
Beni çok eskilere götürdü. Lise yıllarına gittim geldim. Recep Hoca'da kendi Fizik Hocam İbrahim Karal'ı gördüm.
Dostlukları sorgulattı sonra. Timur'un Fil Ordusu hikâyesi sık sık düştü aklıma. Hüzünlendirdi ve kendini inanılmaz sevdirdi.
İronik dili, akıcı üslubu ve güldürürken düşündüren cümleleriyle beni duygudan duyguya sürüklerken nabzımı da hiç düşürmedi.
Keyifle, bir avazda okunan ve zihninizi dinlendireceğini düşündüğüm bu canım eser tüm kitap dostlarıma gönülden tavsiyemdir.
Geç Kalanlar Kümesi 
Ezgi Tanergeç
Çehov'un her eseri büyüleyici. İşte onlardan biri de "Altıncı Koğuş".
İvan Dmitriç, yaşamını refah içinde gayet güzel bir şekilde sürdürürken ailevi nedenlerle yoksulluk içerisine düşer. Bu durum üniversite öğrencisi çok okuyan, çok düşünen, çok sorgulayan eğitimli İvan'ı fazlasıyla sarsar. Öyle ki akıl sağlığını bile tehdit etmeye başlar.
Paranoyaya tutulmuşcasına şüpheler duymaya başlar, takip edildiğini zanneder, kasabada işlenen cinayetlerin bile sorumlusu hisseder kendini. Ve nihayetinde Altıncı Koğuş'a doğru yol alır. Altıncı Koğuş, kasabanın eski berbat haldeki akıl hastanesidir.
Hastanenin başhekimi Adrey Yefimiç Ragin, hastanenin ek binasını ziyaretinde tanışır İvan Dmitriç ile.
Ve bu ziyaretler her gün tekrarlamaya başlar. İkili arasında geçen edebi ve felsefi sohbetler aslında her ikisinin de aradığını bulduğunu gösterir niteliktedir.
Tadı damakta kalan, kısa ama dolu dolu bir eser olan Altıncı Koğuş'u hiç bitmesin isteyeceksiniz.
Altıncı Koğuş anton 
Anton Çehov
