Gök kubbe altında yepyeni hiçbir fikir yoktur. En yeni fikir, eski bir fikrin yeni bir elbise giymişidir.
Sayfa 57 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Sebat et, genç dostum, sebat et! Damlaya damlaya göl olur. Ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler.
Sayfa 56 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Çok düşün. Ve bil ki, çalışmak mutlaka hareket etmek okumak, yazmak demek değildir. Düşünen bir insan, maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyordur.
- Verimli çalışmayı sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de, eh bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir deme. Çalışmanın neticesine ve öğrendiğine bak.
Sayfa 55 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Fasıllar ve bahisler üzerinde bir kör gibi yürü. Yâni attığın adımı iyice basmadan öbürünü atma.
Sayfa 55 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Kpss Çalışan Rakiplerimde Gördüğüm;
Çalışmaya oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşmanı gözetleyen bir asker gibi uyanık ol, ve dikkat kesil. Ve bütün ruhî ve bedeni kuvvetinle kendini işe ver.
Sayfa 54 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Biz Türkler, garp milletlerinin hiçbirinden daha az zeki ve çalışkan değiliz. Bilakis, müşahedelerime (gözlemlerime) dayanarak söylüyorum ki, Türk ferdi dünyanın en zeki, ferâsetli (anlayışlı) ve çalışkan insanlarındandır. Bununla beraber, garb milletlerinden daha geriyiz. Çünkü zekâmızı metotlu ve rasyonel bir şekilde kullanmıyor, zaman ve kuvvet israf ediyoruz.
Sayfa 52 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Elverir ki, sen tuttuğun mesleğin adamı ol. Fakat, mesleğinin adamı olman için onu sevmen ve severek çalışman lazımdır. Çünkü, tekrar edeyim ki, muvaffak olmanın sırrı, işinde severek çalışmaktır. İnsan kendi seçmediği ve gönlünün çekmediği bir iş ve mesleği, zaman ile sever görünse de hakkıyla sevemez. Ve gönlü daima sevdiği meslekte kalır.
Sayfa 49 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Genç arkadaşım! Sana senden yakın kimse yoktur. Kendini kendin bil ve tanı; işini ve mesleğini kendine göre seç. Tâ ki o iş üzerinde severek çalışabilesin. İnsanın sevmediği ve içinin almadığı bir iş ve meslekte, şu veya bu sebeple çalışmaya mecbur olması kadar üzüntülü bir hayat tasavvur edemem. Böyle bir insan, işinin sahibi değil; esiri olarak çalışmaya ve yaşamaya mahkum demek tir. Çalışmanın bu türlüsü ise, tıpkı esir çalışması gibi, hem fert ve hem cemiyet için hakiki fayda ve randımandan mahrumdur. Ne mutlu o insana ki, serbestçe seçtiği meslekte severek çalışır.
Sayfa 47 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Allah duygusundan ve sevgisinden uzak bir terbiye yalnız fayda ve menfaat düşüncesine dayanır.
Sayfa 45 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu
Aile ile mektep, el ele vererek, itiyatlar üzerinde hassasiyetle durmaya ve bir taraftan, çocuklara, henüz çok müsait bir çağda iken, iyi ve temiz itiyatlar(alışkanlıklar) ve huylar kazandırmaya, diğer taraftan da onlan kötü itiyat ve huylara karşı korumaya mecburdur. Unutmamalıdır ki, terbiyenin bir rolü düşmüşü kurtarmak ise, diğer bir rolü de henüz düşmemişi korumaktır.
Sayfa 44 - Kubbealtı YayınlarıKitabı okudu