Bir kısım politikacılar, memleket menfaatlarını bir kenara iterek, siyasi istikballerini din istismarında görmüşler; bazıları da halkın din duygularını sömüren sapık akımları himaye etmişler veya bunların gelişmelerine göz yummuşlardır.
İslâmda ruhban sınıfı yok. Herkes doğrudan Allah'ın kulu ve yeryüzündeki halifesidir. Allah indinde bir amirle memur arasında fark yoktur. Ehliyet sahiplerinin ehliyetlerine, insanların kendilerine yetki verdiği amirlere meşruiyet çerçevesinde uymak gerekir. Yoksa masiyette itaat yoktur.
Türkün müslümanı da Atatürkçülüğe göre bir din anlayışına sahip olacaktır. Asıl belirleyici, alameti farika olan şey Kemalist olmaktır. Din bu zeminde varolabilir. Bu temel ilke ve prensiplerin dışında kalan din "İrtica"dır.
Eleştirel tavır zamanımızın en temel özelliklerinden biridir, eylemlerimizle uyum içindedir. Bu ikisi birbirine bağımlıdır. Eleştiri azalırsa huzur artacaktır, ancak zeka düşüşe geçecektir ve bu da maddenin lehinedir.
Yine de gidişatı ne eleştiri ne de eylem değiştirebilir, bu da işin içinde daha büyük gizemlerin olduğu anlamına gelir.