Bayram kıyafetini baş ucuna alıp heyecanlı sabahı bekleyişti bayramlar.
Erkenden şeker toplamaya çıkan çocukların yüzündeki o sevinçti bayramlar.
Saygı sevginin bitmediği o bayramlara dönebilseydik keşke...
Sahi eskiden mi güzeldik yoksa eskiler mi güzeldi?...
¶¶
üç kuşağın bir araya geldiği aile yemeklerini, bütün o fırınları, insanların sokaklarda gezindiklerini, verandalarında oturup birbirleriyle konuştuklarını... ¶¶
Tasarrufa riayet azami derecedeydi. Kazaklarımız, çoraplarımız, hatta atletlerimiz bile evde dokunurdu. Bazı evlerde eski giyeceklerden kilim dokuyan tezgâhlar bile vardı. Hanımların kaneviçe el işleri, ve tığ örgüleri âdeta bir san'at şahaseriydi. Her genç kız evlenmeden önce sandığını bunlarla doldururdu. Kazamızda dud ağacı pek boldur. Bu yüzden her genç kız için ihtiyaca yetecek kadar ipek böceği yetiştirilir sonra bunlar çıkrıkçılarda açılarak iplik haline getirilir ve cehiz eşyasında kullanılırdı.
Eskiler, eskiden güzeldi, özlemek değil bu, hasret kaldık.. Ne demiş Sezen Aksu Hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken Eskidendi çookk eskiden. Sevdiğimizi aramak için çaba sarf ederdik. Doya doya konuşurduk, ama yetmezdi. Gerekirse sıcağın altında sıra beklerdik. Ne kadar çok konuşsak, o kadar az gelirdi. Doyamazdık. Şimdi yan yanayken düşman gibi insanlar. Herkes telefon bağımlısı.