Canan in aski✓
Kelime
“Arapça yara, iz demektir. Eğer lafız bir anlam taşıyorsa ve muhatapta bir iz bırakıyorsa buna kelime denir. Yani, ağzımızdan çıkan söz, bir yara açıyorsa kelime sayılır.”
Sayfa 13
Sevgili/Yâr/Manita/Flört
Sevgili Türkçede sevilen, muhabbet duyulan; yâr Farsçada yardımcı, dost demektir. Manita, İtalyanca el altındaki kadın; flört ise İngilizce işve, oynaş anlamına gelir. Kelimeler toplumun aynasıdır ve hangi aynadan kendinize bakacağınızı siz seçersiniz.
Sayfa 104 - Profil Kitap
Reklam
Meczup
Günümüzde hakaret maksadıyla kullanılsa da muhteşem bir sözcüktür. Birine/bir şeye âşık olan, ona doğru çekilen kimsedir. Yani cezbeye kapılan, kendinden geçen, pervane olan... Allah aşkıyla dengesini yitirene de meczup denir. Arapça sözcük, cazip ve cazibe ile aynı köktendir. İnsanın değeri sevdiğiyle ölçülür. Siz neyin meczubusunuz?
Sayfa 103 - Profil Kitap
(Cenova'dan bahsediliyor) 15.yüzyılda kentin her yirmi sakininden biri köleydi. İtalyanların selamlama ve uğurlama amacıyla kullandığı "Ciao" kelimesi tarihi olarak bu dönemde kullanılan "(sizin) köleniz" anlamına gelen "(vostro) schiavo" ifadesinden türemişti.
«Mantra» kelimesi, ‘düşünmek’ anlamına gelen «man» fiil kökü ile ‘araç olma’yı ima eden «tra» ekinden türetilmiş bir Sanskrit terimidir. Böylece, «mantra» kelimesi, «düşüncenin bir aracı» ya da «zihnî bir araç» anlamına gelmektedir. Mantra’lar, ses nitelikleri ve yapıcı etkileri bakımından seçilirler. Bir mantranın başlıca etkilerinden biri de zihni ve bedeni yatıştırmaktır. İnsanlar değişik yapılarda olduklarından, tek bir mantra herkes için eşit değerde bir yapıcı etki taşımaz. Dolayısıyla da her bir TM öğrencisi için uygun olan mantra, ehliyetli bir TM öğretmeni tarafından dikkatle seçilmektedir.
Sayfa 12 - Bilim Araştırma MerkeziKitabı okudu
kahve+altı = kahvaltı
Türk'ün günü kahvaltyla başlıyordu, yani sabah yemeği yenmiyor, sırf kahve içebilmek için bir şeyler atıştırılıyordu.
Reklam
"Müzik ve şiir, insanla hayvanı, uygarlıkla vahşeti ayıran sınır taşıdır."
"Bugün Türkçeyi öldürmeye kasteden kesim bir, iki değil: 'Türkiye Edebiyatı' ya da 'Türkçe Edebiyat' diyen embesiller ince iğneleriyle kuyu kazmayı, sürdürüyorlar."
İrani tanrısal kavramlar Grekler'in eş tanrı adları ile anılıyordu. Mesela: Zeus Megiston=Ahura Mazda, Apollon ve Helios=Mithra, Artemis ve Kraliçe Athena=Anahita'laşmışlardı.
Siyaset
Aslında at bakıcılığıdır. Arapça sws kökünden gelir, ilk anlamı at bakım ve eğitimidir. At bakıcısı olan seyis de aynı kökten gelir. Geçmişte kraliyet ailelerinin at bakıcıları siyasetin ileri gelenlerinden sayıldığı için bu isim genelleşmiştir. Aynı anlama gelen Yunanca politika da polis "şehir" sözcüğünden gelir. Birinde atların, diğerinde şehrin yönetimi vardır.
Sayfa 118 - Profil Kitap
Reklam
Hemsaye
Aynı gölgeyi paylaşan, komşu demektir. Farsça hem (-daş) ve saye (gölge) kelimelerinden oluşur. Komşu, gölgesi bir olan, aynı gölgeyi paylaşan, birbirini koruyup kollayan manasına gelir.
Sayfa 102 - Profil Kitap
Hicap
Utanmak, mahcubiyet duymak anlamlarına gelir. Kelimenin kökünde Arapça hcb "perde, örtü" vardır. Mahcubiyet de aynı köktendir. Eskiler utanma duygusunu yitirenleri "ar perdesi yırtılmış" diye tanımlardı. Mahcup bir yarımlık, kibirli bir tamlıktan iyidir.
Sayfa 99 - Profil Kitap
Mecruh
İlk anlamı yaralıdır. İkinci anlamı, canı yanmış, kırgın... Arapça cerh "yaralamak" kökünden türemiştir. Cerrah da aynı kökten gelir. Birinci anlamının ilacı cerrahtır, ikincisinin...
Sayfa 101 - Profil Kitap
Bâki
Ebedî, kalıcı, ölümsüz demektir. Sonsuza kadar yaşayacak olan, varlığının sonu olmayan... Sözcük, Arapça "bky" kökünden geliyor. Beka, bakiye ve bakaya da aynı köktendir. "Sevgili Dost, Kim kazandı? Atom bombasını Hiroşima'ya atan mı, Everest'in tepesine ilk varan mı? Doksanıncı dakikada maçı alan mı? Diriler mi, ölüler mi? Efendiler mi, köleler mi? Kim kazandı? Sevgili Dost, Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına 'Hüve'l-Baki' kazındı. (A. Ali Ural)
Sayfa 96 - Profil Kitap
Refik
Arkadaş, yoldaş, eşlik eden demektir. Refakat ile aynı kökten gelen kelime, dilimize Arapçadan geçmiştir. Eskiler “evvel refik, bade’l tarik” derdi. Önce yoldaş sonra yol. Zira yoldaş, yolu belirler.
Sayfa 95 - Profil Kitap