Orhun Yazıtları malumunuz herkesin bildiği ama aslında kimsenin hiçbir şey bilmediği, günümüze kadar ulaşmış olan en eski Türk diliyle yazılmış kitabelerdir/belgelerdir. Bu yazıtları sadece Edebiyatçıların,Dilcilerin ya da Tarihçilerin değil herkesin detaylıca bilmesi gerekiyor. Orhun Yazıtları, Gök Türkler’in Siyasi tarihini anlatmakla beraber,
Çincede “kriz” kelimesi biri tehlike, diğeri fırsat anlamına gelen iki ideogramla temsil edilir. Yunancada “kriz” kelimesinin etimolojisi, bir seçim yapma gereğini ifade eder.
Sivaslılar, bir işe karşı isteksiz davranan, nazlanan kişiye
"Yükünü yüceye yığma!" derler.
Bu deyim, gönülsüz yapılan iş için de kullanılır.
Sanki kendi anlamı dışında daha derin bir mânâ taşıyor bu cümle:
Yükünü yüceye yığmak...
Yaprakların döküldüğü, yelin kendini hissettirdiği 🍁’Kasım’🍂ayı adını nereden almış?
Bir açıklamaya göre, Arapçada ‘Kasım’ kelimesi ‘böldü, pay etti’ demek ve söz konusu bu ayda bitkiler ‘kısım’lara ayrıldığı için bu ad konmuş..
Diğer bir açıklama ise, koçların çiftleşme için sürüye katıldığı ‘koç katımı’ yine bu ayda yapıldığından, ‘Kasım’ sözcüğü ‘katım’dan evrilmiş..
Biz Türklerin ise en aklımıza yatan Kasım ve Hızır’ın hikayesi:
Türkçede ilk olarak 1600’lü yıllarda kayda geçmiş. Rumi takvime göre ve Anadolu geleneğinde yıl en geniş anlamda ikiye ayrılırmış: O dönemlerde ‘ruz-i kasım’ (Kasım günleri), kışın başladığı dönemmiş.7 Kasım’dan itibaren kış günleri başlar.
Yılın geri kalan bölümüne (5 Mayıs-7Kasım arası) ‘ruz-ı hızır’ (güneşe doğduğumuz Hızır günleri) denirmiş..
Cumhuriyet dönemine gelindiğindeyse Kasım,
10 Ocak 1045 tarihli yasayla birlikte eski takvimdeki ‘ikinci teşrin’ yarı Türkçe ad karşılığı olarak ‘teşrin-i sani’ ay adı olarak kabul edilmiştir..
Her nerden gelirse gelsin;
Kasım ismi, Hızır gelene kadar soğuktan bir yanımız ‘kasım kasım kasılacağı için’ belki de konulmuş olmasın?.. Payımıza bir Kasım daha düşer mi?...
Güzel bir Kasım şarkısı eşliğinde okuyun:🍂🎤🎼🍁
m.youtube.com/watch?v=k6K5RHo...