Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
"Topraklarında yaşayanlar arasında bir görev için daha uygun biri varken başkasını o göreve atayan hükümdar, Tanrı'ya ve Devlete karşı günah işler," ilkesi Yeni Ahit'te değil, Kuran'dadır.
Hıristiyan ahlakı denen ama aslında teolojik ahlak denmesi gereken şey, İsa'nın ya da havarilerinin eseri değildir, çok daha sonraki bir dönemde ortaya çıkmıştır, ilk beş yüzyılın Katolik Kilisesi tarafından aşama aşama kurulmuştur ve her ne kadar çağdaşlar ve Protestanlar tarafından örtük bir şekilde kabul edilmiyorsa da, onlar tarafından bekleneceğinden az bir oranda değiştirilmiştir. Ortaçağ' da yapılan eklemeleri kesmekle yetinmişlerdir, her mezhep bunun yerine kendine ve eğilimlerine uygun yeni eklemeler yapmıştır. İnsanlığın bu ahlaka ve onun ilk öğretmenlerine büyük bir borcu olduğunu inkar edecek son insan benim; ama pek çok yönden eksik ve tek yanlı olduğunu, onun onaylamadığı görüş ve duygular Avrupalı yaşam biçimini ve Avrupalılık karakterini şekillendirmeye katkıda bulunmasaydı, insanlığın durumunun bugünkünden çok daha kötü olacağını söylemekten de çekinmem.
Reklam
Tüm inançların öğretmenlerinin, inananların kafasında ismen bağlı oldukları doğrunun canlı bir kavrayışını ayakta tutmanın zorluğundan yakındığını sık sık duyarız, böyle bir kavrayış hislere de nüfuz edecek, davranışları gerçek anlamda yönlendirecektir. İnanç henüz var olma savaşı verirken böyle bir zorluktan yakınılmaz: Daha zayıf savaşçılar bile
Dinin canlandırılması adıyla bugünlerde öne sürülen şey, dar ve eğitilmemiş kafalarda her zaman yobazlığın da bir o kadar canlandırılması anlamına gelmiştir; bir halkta, bu ülkede her zaman orta sınıflarda görülen hoş görüsüzlüğün güçlü ve daimi mayası varsa, zulüm görmeyi hak ettiğini hep düşündükleri insanlara etkin olarak zulmetmeye başlamaları için çok ufak bir kışkırtma yeterli olur.
Sen hiç istemedin ki dostum! İstemesini bilmedin, istemek nedir bilmedin! Çünkü sen ol deyince olduranı hiç tanımadın!
Rewşa averêtiyê
De ka were van merivên ku di xwartirîn dereceya ehmeqti û cehaletê de, lê xwe aqilmendtirîn zend dike, bibîne. Û zanibe ka delalet, çiqas mirovî digêre hetikî û zelîl û echel, û îbretê jê bistîne.
Sayfa 238 - Zehra
Reklam
Dîtina Sani‘ê Zulcelal...
Ey ehmeqê serxweş ê ku ji ehmeqê herî ehmeqan ehmeqî bûyî! Serê xwe ji avzêlka siruştê derxîne, li pişt xwe binêre. Wî Sani‘ê Zulcelal ê ku ji zerreyan bigre hetanî gerstêrkan hemû mewcûdat bi zimanên cuda cuda şahidiya wî dikin û bi tiliyên xwe wî îşaret dikin, bibîne.
Sayfa 229 - Zehra
Mutlu bir hayat boş hayaldi, çünkü doğa onu azap çekmeye mahkûm etmişti.
Bazen Tanrı fikrine güler gibi görünmesine karşın, Sade aslında din saplantılıydı.
300 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.