Bu Ülke'yi okurken aklımdan hep daha çok deneme ve akademik kitap okumalıyım diye geçirdim çünkü karşılaştığım noktalar bana daha yeni düşünme sahaları açıyordu ve bence kitapların en iyi yanı size yapılabilme imkanı sunmasıdır.Peşinden gidebilme ve yolun yarısında geri dönebilme özgürlüğü tanıması.Bir fikri ,bir ideolojiyi ,bir portreyi benimsemesenize onunla vakit geçirebilme cesaretini gösterirsiniz.Bu ülkede bunu çokça düşündürten bir kitap.Benden farklı birçok uç fikri vardı fakat fikirlerinde mantıklı yanlar bulabiliyordum kendini anlatabilmiş ve öyle noktalara denk geldim ki milletçe neler yapmışız diye hayrete düştüm.Batıya duyduğumuz hayranlığın bir alt neslini ve bunun yansıyış açılarını farkettiriyor."Genç Batı'nın her nazına ,her lalışverişine katlanan ihtiyar birer aşık olduk" cümleside acaba öylemiyiz diye şüpheye düşürüyor.pekte haksız sayılmaz aslında.Kendimizi unutuyoruz.Ağustos ışığındaki Christmas gibi bir yere ait olamıyoruz.Ne siyah olabiliyoruz ne beyaz grinin meftuniliğine karışıyoruz.Buda bizi kendimize yabancılaştırıyor.Okumakla ilgili birkaç yere değinmiş kitabı okuduğunuzda kitap başlığı altında göreceksiniz zaten.Kanaviçe bölümünde ayrı bir birikim yapmamı sağladı örneğin Dante'yi anlatırken yazarın başka notlarından derlemeler yapılmış .Bir hevesle oturup okumaya çalışırken kendimi frenlediğim Zamanlar oldu bir nefes almak ve sindirebilmek için.