İnsan bir an için kendini Charlotte Brontë’nin farzedelim ki yıllık üç yüz sterlinlik bir geliri olsaydı –ama akılsız kadın, romanlarının tüm telif haklarını bin beş yüz sterline satmıştı– bir şekilde o kalabalık, hareketli dünyayı, o hayat dolu kasaba ve yöreleri daha iyi bilseydi; daha çok şey deneyimlemiş olsaydı, kendisine benzeyen insanlarla görüşebilseydi; farklı insanlarla tanışabilseydi ne olurdu diye düşünmekten alamıyor.