şimal
Vitr namazı ehemmiyeti!
İbn Teymiyye rahimahullah dedi ki: Vitr; öğlenin, akşamın ve yatsının sünnetinden daha kuvvetlidir/muekkeddir. Vitr; gündüzün bütün nâfilelerinden daha fazîletlidir. Ve şöyle demiştir: Vitr, Müslümanların ittifâkıyla muekked (devamlı olunması gereken) bir sunnettir. Kim onun terkinde ısrarcı olursa (sürekli terk ederse); onun şâhidliği reddedilir. [Mecmûu’l Fetâvâ 23/88]
inşallah nasip olur banada..
* * * "Allah Teâlâ bir kimseye hayır irade ederse, ona fıkıh ilmini öğrenmeyi nasip eder."
Sayfa 130 - Hikmet NeşriyatKitabı okudu
Reklam
"Fıkıh sanatı öyle bir sanattır ki onun sayesinde insan, kanunkoyucunun haklarında açıkça tespitte bulunmadığı özel şeyleri, haklarında açıkça ve özellikle tespitte bulunduğu şeylere bakarak tespit etme gücü elde eder."
Sayfa 33 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Abdest Hükmü
Abdestin Hükmü: Namaz kılmak ve namaz hükmünde olan Amelleri yapmak -tavaf ve mushafa el sürmek gibi- isteyen, ancak abdestsiz olan kişi için abdest almak, vacipdir/farzdır.
Sayfa 39
Tevatürde sayı
Bilgi salt sayıya dayalı değildir ve sayı çokluğunun, diğer olaylara ve diğer şahıslara nisbeti aynıdır.
Sayfa 299Kitabı okudu
Abdest
Abdest -sözlükte- "güzellik" ve "temizlik" anlamına gelen "الوضاءہ" kelimesinden türemiştir. Şer'i bir terim olarak da suyu yüz, eller, baş ve ayaklardan ibaret olan dört organ üzerinde, şeriata göre özel bir nitelikte ve yüce Allah'a ibadet etme maksadıyla kullanmak demektir.
Sayfa 39
Reklam
Akıl olmadan ilim olmaz
"Ebu Hanife'ye göre, şarabın azını ve çoğunu, diğer müskiratın ise ancak sarhoş edecek miktarını içmek bu suçu oluşturur. Ben ise şarap değil, rakı içtim. Üstelik sarhoş da olmadım."
Alışveriş ederseniz, ilk önce parayı veriniz, sonra malı alınız.
Misvak Hükmü
Misvak kullanmak bütün zamanlarda sünnettir. "Misvak kullanmak ağzı temizleyici, Rabbin rızasını kazandırıcıdır."¹
Sayfa 35 - Buhari, 2/40
Namazın tanımı
Namaz -sözlükte- "dua" demektir. Şer'i bir terim olarak: tekbir ile başlayıp selam vermekle bitirilen özel bazı söz ve fiilleri bulunan bir ibadettir.
Sayfa 76
Reklam
Hulefa-yı Raşidin Devri
Fıkhın gelişmesine etkisi, sadece sahabe neslinin hakim olması ve sonraki dönemlere örneklik ve kaynaklık teşkil etmesi yönüyle Hulefa-yı Raşidin devri, bu dönem içinde özel bir öneme sahiptir. Hz. Ebu Bekir ile 11/632 yılında başlayan Hulefa-yı Raşidin dönemi, dördüncü Raşit halife Hz.Ali'nin 40/661 yılında şehid edilmesiyle sona ermektedir. Bazı müellifler, iktidarın Muaviye'ye geçtiği 41 yılına kadar yaklaşık altı ay süren Hz. Hasan'ın hilafeti ile Ömer b. Abdilaziz'in 99-101 yıllarındaki hilafetini de bu döneme dahil ederler. Fakat 'doğru yolda olan ve hakikate sımsıkı sarılan halifeler' anlamındaki Hulefa-yı Raşidin (el-Hulefau'r-Raşidun) nitelemesi, İslami literatürde Hz. Peygamber'den sonraki dört halifeyi yani Hz. Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'yi (r.anhüm) ifade etmek üzere kullanılmıştır. Dört halife dönemi, fıkıh tarihi açısından son derece önemlidir. Bu önem, hem vahyin kesilmesinden sonraki ilk dilimde onların eliyle sergilenen örnek metodolojik tavırdan, hem sahabe neslinden itibaren bütün müslümanlarırı/ümmetin onların döneminde alınan karar ve verilen fetvaları icma kuwetinde görmelerinden, hem de bizzat Hz.Peygamber'in, kendisinden sonra onların örnek alınmasına yönelik buyruklarından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar bazılarınca sened ve metin açısından eleştirilse de, bu yöndeki hadislerden en meşhuru şudur: "Herhangi bir ihtilafla karşılaştığınızda sizin göreviniz, benim sünnetime ve Hulefeı-yı Rôşidin'in sünnetine uymaktır. " Ebu Davud, "Sünnet" 5; Tirmizi, "İlim" 16; Müsned, iV, 126, 127.
Sayfa 75 - İSLAM HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ II. Sahabe DönemiKitabı okuyor
Misvak
Misvak kullanmak bütün zamanlarda sünnettir.
Sayfa 35
harama bulaşmamak, sünnete icabet etmekten daha hayırlıdır. Mevsilî, el-İhtiyâr, IV, 177.
The İmam filmindeki muhtarın şartlı talakı.
Soru: "Şu evin kapısından çıkmam" diye yemin eden bir kimse, pencereden çıkacak olsa yeminini bozmuş sayılır mı? Cevap: Hayır, bozmuş sayılmaz. Zira yeminler, sadece niyete göre hükme bağlanamaz. Örf itibariyle, kullanılan söz de dikkate alnır. “Şu kapıdan" denilmiş olması ile, çıkma işinin yeri de kayıtlanmış olmaktadır. Bu kimse, belirtilen yerden çıkmamnış olduğundan yeminini bozmuş olmaz.
Sayfa 623Kitabı okudu
Resim