Profil
"Kadınların vazifeleri kadar hakları vardır." Bakara 228.
Yöneticilerin en kötüsü, yönetimi altındaki insanlara sert ve kaba davrananlardır. Müslim, İmare/23
Reklam
Fıtır Sadakası
KİMLER FITIR SADAKASI VERMEKLE YÜKÜMLÜDÜR? Halk arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası; insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak yerine getirilen bir ibadettir. Ramazan bayramına kavuşan, temel ihtiyaçlarının ve bir yıllık borçlarının dışında nisap miktarı (80.18 gr. altın veya bu değerde) mala sahip olan Müslümanlar kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için fıtır sadaka- sı vermekle yükümlüdürler. Şafii mezhebine göre ise fıtır sadakası vermek “farz”dır ve bununla yükümlü olmak için nisap miktarı mala sahip olmak şart değildir. Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan Bayramı’nın birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir. Fitrenin hedefi, bir fa- kirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır. Fitreler bir fakire verilebileceği gibi, birkaç fakire de dağıtılabilir. Ancak bir kişiye verilen miktar bir fitre tutarından az olmamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı
Cihad
Bir islam beldesi işgal edildiğinde orada yaşayanların buna karşı direnme imkanı olsa dahi kasr mesafesindeki herkese cihad farzdır. Direnme imkanı olmazsa işgali sonlandırmakla bütün müslümanlar mükellef olur. 📖 Kaynak: Ömer eş-Şâtirî, el-Yâkutü'n-Nefîs, s.293
İslam fikhına göre bir Müslüma nın devleti, anayasası Kuran'a dayalı olan ve insanlara İslam adaletiyle hükmeden devlettir...
Sayfa 144Kitabı okudu
"Fıkıh sanatı öyle bir sanattır ki onun sayesinde insan, kanunkoyucunun haklarında açıkça tespitte bulunmadığı özel şeyleri, haklarında açıkça ve özellikle tespitte bulunduğu şeylere bakarak tespit etme gücü elde eder."
Sayfa 33 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
250 syf.
·
Puan vermedi
Talebeler için biçilmiş kaftan, muhakkak okunmalı
Hanefi Mezhebinin taharetten vasiyete kadar temel fıkıh konularının, az ve öz bir üslup + kolay bir anlatımla kaleme alındığı bir eserdir. Tamamen arapça olsa da, dili itibarıyla kolay ve akıcı bir şekilde talebelere uygun olarak işlenmiştir. (Türkçe tercümesi var ama ben şahsen okumadım) Yanılmıyorsam musannıfın da kitabı yazma amacı, talebelere kolaylık sağlamak içinmiş. Ki hamdolsun ve allah ona rahmet eylesin, bunda da başarılı olmuş. 1 sene arapça okumuş bir altyapı rahat yeterli olacaktır kitabı okumak için (hoca'dan ders alma usulüyle) Fıkıhı talebeye sevdirecek bir kitap kesinlikle, biz kuduri'yi okumadan önce bir nevi hazırlık olsun diye bu kitabın taharet bölümünü hocamızdan okumuştuk. İnanın zor ayrıldık, bize kalsa kitabı bitirmeden bırakmazdık ama yeterli vaktimiz yoktu. Ömer nasuhi bilmen'de işlediğimiz fıkıh konularının kafamızda oturmasını sağladı, çok severek kendini okutuyor gerçekten, herkese nâçizane tavsiyemdir. •
Şefikurrahman En Nedvi
Şefikurrahman En Nedvi
Ebu’l Hasan Nedvi
Ebu’l Hasan Nedvi
El Fıkhül Müyesser ala Mezhebil İmam El Azam Ebi Hanife En Numan
El Fıkhül Müyesser ala Mezhebil İmam El Azam Ebi Hanife En Numan
El Fıkhül Müyesser ala Mezhebil İmam El Azam Ebi Hanife En Numan
El Fıkhül Müyesser ala Mezhebil İmam El Azam Ebi Hanife En NumanŞefikurrahman En Nedvi · Daru İbn Kesir · 20005 okunma
" Ey iman edenler, namaza kalktığınız vakit yüzünüzü, dirseklerinize kadar ellerinizi ve kollarınızı yıkayın.Başlarınıza meshedin ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı da yıkayın." (El-Maide Suresi ; 6)
Denilmiştir ki ; "Adem (a.s) Cennette buğdayı yediğinde, yüzü ile buğdaya yönelmiş,eliyle almış,eliyle başına dokunmuş ve ayağıyla yürütmüştü. Tövbesi kabul olduğu zaman, günahkar a'zalarını yıkaması, başına dokunduğu için başını meshetmesi ilham olundu." Alimlerin çokları ; "Abdest a'zalarının yıkanmasının hikmeti budur" diye nakletmişlerdir.
Abdest
Usame ( r.a) rivayet etti ki ; "Cebrail (a.s) Resulullah (s.a.v)'a gelerek vahiy ile abdest almayı öğretmiştir. Peygamberimiz abdesti bitirince mübarek avuçlarıyla su alıp iki mübarek uylukları arasına saçmıştır." Bu hadis, abdestin Mekke'de farz olduğuna fakat ayetinin Medine'de indirildiğine delildir. Sözün kısası, abdestin Mekke'de farz olması Allah'ın ilmi ve ilhamı ile olmuştur.
Reklam
Abdest; Lügatte vazâetten güzel ve temiz manâsınadır. Şeriatta ise; belirli üç a'zayı yıkamak ve başın dörtte birine mesh etmektir.
Temizliğin yapılması akıl ve nakil yoluyla sabittir. Akıl yoluyla sabit olması ; Abdest ibadet için alınır, çünkü; ibadet yakınlıktır. Bu bakımdan aklen ibadette temizlik gereklidir. Nakil yoluyla sabit olması ; Abdest ayeti,abdest a'zalarının temizlenmesinde kesin bir delildir.
"Abdest ayeti Hicretten sonra Medine'de nazil olmuştur. Namaz ise ittifakla Hicretten önce Mekke'de farz olmuştur. Bu takdirde abdest ayeti inmeden önce abdestsiz namaz kılınmış olması lazım gelmez mi?" diye sorulursa; "Abdest gerçekte Mekke'de farz olmuştur. Fakat ayetle sabit olması Medine'dedir" diye cevap verilir.
439 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.