"Kimi anlar vardır, varlığımıza kazınır
Kendini belli eder, önemini aklımıza kazır
Yüce değerlerdir bu anlar...
Yukarı taşır bizi, yükseklere çıkarır
Yükseğe, daha yükseğe
Düştüğümüz anda bile kaldırır
Uzanan eliyle..."
Akıl, düşünmenin en gerekli olduğu zamanlarda düşünceden kaçmaya meyleder. Yalnızca düşünmek gerektiği için düşünmek, talep üzerine fıkra anlatmak veya bir şiveyi taklit etmek kadar insanı felç eden bir süreçtir. Düşünceyi asıl kışkırtan şey, aklın diğer kısımlarını müzik dinlemek veya bir sıra ağacı izlemek gibi eylemlerle görevlendirmektir. Müzik ve manzara, aklın sürekli iş gören, telaşlanan ve her şeyde kusur bulan kısmını bir süreliğine dinlenmeye bırakır.
...uzman olan bilim adamlarına bakılırsa bugün Asya ve Avrupa'nın nüfusunu oluşturan beyaz ırkın çıkış yeri, bu yarı Avrupalı yarı Asyalı topraklardır. Bundan dolayıdır ki bu ırka Kafkas ırkı adı verilir.
Hollandalı Van Mitten ve yardımcısı, İstanbul'da ki Keraban Ağa'nın yanına gelir. Geldikleri zaman ramazandır ve kitapta Osmanlı dönemindeki ramazandan kısa bir şekilde bahsedilmiştir. Birlikte Karadeniz'e bir yolculuğa karar verirler. Ama Ağa, kopru ücretini vermemek için Üsküdar a geçerken bile Karadeniz etrafından dolasiyordur. Bunun için ona inatçı lakabı takılmıştır. Boğaz, ona göre sadece haksız bir vergiyi vermeyi kabul edenler için mevcuttur. Bu arada Ağa'nın yigeni evlenecektir. Ahmet'in nişanlısı ve yardımcısından da bahsediliyor.
Ağa; yigeni Ahmet, Van Mitten ve yardımcısı Karadeniz yollarına düşer. Ve yolcuların geçtikleri yerler ile ilgili değerlendirmeler var kitapta. Odesa'dan, Kırım'dan, Rusya'dan, orada yaşayan ırklardan vesaire...Bilmediğim terimler de açıklamalarıyla mevcut kitapta. Sonlara doğru İnatçı Ağa, zor durumlarda kalıyor. Ama bu kitabın ikinci cildi de varmış...