Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Öldugun ana kadar devam eden umudun ölmeden kaybedilmesi korkunç ..
...Cinayet için cinayet işlemek, suçun kendisi ile kıyaslanmayacak ölçüde çok daha büyük bir ceza. Ölum cezasında kesin bir şekilde kurtulma umudun elinden alınıyor ..
Sayfa 39 - İlya İzmir YayıneviKitabı okudu
İmkansıza inanmayı istemek
Bir defasında çarkın dişlisinin durduğunu, bu karşı konulmaz gidişte bir kez, yalnızca bir kez, rastlantının, şansın bir şeyleri değiştirmiş olduğunu öğrenebilirdim.Bir kez! Bu bana yeterdi sanırım.Gerisini kalbim hallederdi.
Reklam
“Son bir zihinsel meydan okumaydı. Fakat vücudum bunu istemiyordum; boynum felç olmuş ve sanki önceden ölmüş gibiydi.”
Sayfa 156 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
“Artık duymamaya görmemeye başladım. Tüm bu sesler, pencerelerdeki, kapılardaki, dükkân korkuluklarındaki, fener direklerindeki tüm bu kafalar; bu açgözlü ve zalim izleyiciler, herkesin beni tanıdığını benim hiç birini tanımadığım bu kalabalık; insan yüzüyle kaplı ve çevrili bu asfalt yol… Sersem, budala ve hissizdim. Bu kadar çok bakışını ağırlığının üzerinize yüklenmiş olması dayanılmaz bir şey.”
Sayfa 156 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
Ne kadar mümkün olabilir ki
Acaba onlar kendilerini, sadece düşünseler bile, aşağı düşen o ağır ve keskin bıçağın doğradığı, sinirleri kestiği ve omuru parçaladığı anda orada olan insanın yerine koymuşlar mıdır hiç?
Sayfa 63 - Halk kitabeviKitabı okudu
Reklam
“Tüm bu insanlar gülecek, ellerini çırpacak ve tezahürat edecek. Tüm bu özgür ve zindan görmemiş, bir idama neşe içinde koşan insanlar arasında, bu meydanı dolduracak bu kafa yığınında, er yada geç kaderinde benden sonra kırmızı sepete gelmek olan birden fazla kelle olacaktır. Benim için oraya gelen ve sonra kendisi için gelecek olan birden fazla insan.”
Sayfa 148 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
“Bir dakikadan az, bir saniyeden az ve işte, infaz tamam. Kendilerini, sadece fikir olarak bile, hızla inan bıçağın eti sıyırdığı, sinirleri kopardığı, omurları kırdığı o anda, orada bulunanın yerine koydular mı?”
Sayfa 138 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
Giyotin ve Kelle
Bir yasa çıkarılıp şüphelilerin özgürlükleri ya da yaşamları ellerinden alınabiliyor, suçlu ve kötü insanların yanında iyi ve masum insanlarda yanabiliyor, at izi, it izine karışıyordu; hapishaneler, hiçbir suç işlememiş ve kendilerini savunma hakkına sahip olamamış insanlarla dolup taşıyordu; tüm bunlar, olan ve alışa geldik nizam haline gelmişti ve yasalar çıkalı daha iki hafta olmamış olmasına rağmen, yüzyıllardır her şey bu şekilde işliyormuş gibi geliyordu. Üstüne üstlük, dünya kurulalı beri varmışçasına herkesin aşina olduğu iğrenç bir şey peyda olmuştu: Giyotin denen o fettan dilber.
Hasan Ali Yücel klasikleriKitabı okudu