"Bütün gün kırlarda deniz kenarlarında dolaştık. Güneş, hayale müsaade etmeyecek tarzda her şeyi açık ve berrak gösterdiği için yalnız gözlerimizle yaşadık ve hiç eğlenmedik.
Ağaçların tozlu yapraklarını, kayalar üzerinde durup soluyan kertenkeleleri, denizin kirli suları altında cam kırıklarını, paslı tenekeleri, eski pabuç naaşlarını seyretmenin ne kadar çabuk ruha bıkkınlık verdiğini tecrübe etmeyen var mı? Güneşli kırlarda geçen bir gezinti gününden sonra, akşamüstü eve ümitsiz dönmemenin mümkün olmadığını tecrübelerimle bilirim. Güneş, bütün gün, insana, doğru, fakat acı şeyler söyleyen bir arkadaştır. Onun ışığında eğlenmenin ve mesut olmanın hiç imkanı var mı?"
Söylenenin aksine, Türkler hiçbir zaman Güneş'e tapmamışlardır. Sadece Güneş'in ne olduğunu çok iyi biliyorlardı. Güneş Türklerin kıblesidir. Güneş: Tüm ibadetler ve törenler ona ve onun doğduğu yöne doğru yapılır.
Sayfa 66 - Destek & III. Bölüm: Göğün UnsurlarıKitabı okudu