g

Güzel Tasvirler

1 üye
Takip
yolcu arabası kaldırımlardan ağır bir şekilde yuvarlanırken ve yolun çamuruna ve suyuna sıçrarken tekerlekleri gümbürdüyor. Bütün gece boyunca uykulu nöbetlerle sıkıntılı uykular arasında gidip gelen zavallı yolcular, rüyalarında kendi sakin yataklarını görecek ve uyandıklarında kendilerini hâlâ sarsıntı içinde bulacaklar. Ne mutlu bana ki hemen tanıdık odama çekilip ateşin karşısında rahatça kadeh kaldıracak, düşüncelere dalacak, uyuklayacak ve herkesin görebileceği manzaralarda bir tuhaflık olduğunu hayal edeceğim. Ama önce, deliklerinin dairesel desenini etrafındaki zemine yansıtan teneke bir fenerle ilerleyen bu yalnız figüre bakalım. Korkusuzca bilinmeyen karanlığa doğru ilerliyor, ben onu takip etmeyeceğim. Bu figür bana, daha uygun bir figür bulamadığım için, taslağımı sonlandırabileceğim bir ders veriyor. Önündeki kasvetli yolda yürümekten korkmuyor, çünkü evinin ateşinin başında tutuşturduğu feneri onu yine aynı ateşin başına kadar aydınlatacaktır. İşte biz gece gezginleri de fırtınalı ve kasvetli bir dünyada, göksel bir ateşte tutuşturulmuş İnanç lambasını taşırsak, bu lamba bizi mutlaka ışığını ödünç aldığı o cennetteki yuvamıza götürecektir.Nath Hawthorne, Night Sketches, 1837
akşam karanlığı iyice çöktüğünde, tüylü paltomun düğmelerini sıkıca ilikleyerek ve ipek kubbesi -hayali- yağmur damlalarının ağır çınlamalarıyla yankılanan şemsiyemi aceleyle kaldırarak dışarı çıkıyorum. En alt kapının eşiğinde durup, şöminemin sıcaklığını ve neşesini, içine dalmak üzere olduğum kasvetli belirsizlik ve soğuk rahatsızlıkla karşılaştırıyorum. Birden yağmur damlaları kadar sayısız korkutucu kehanetler geliyor. Erkekliğimden utanmasaydım, içeriye girip koltuğuma, terliklerime ve kitabıma geri döner, gün gibi durgun bir akşam geçirir ve zelil bir şekilde yatağa girerdim. Aynı ürpertici isteksizlik, ayakları dünyanın çevresini ölçmeye yazgılıyken, ev yollarında son izlerini bırakan birçok gezginin maceracı ruhunu bir an için dizginlemiştir.Nath Hawthorne, Night Sketches, 1837
Reklam
İlerliyorum, hâlâ ilerliyorum, gecenin içine dalıyorum. Şimdi şehrin en uç noktasına ulaştım; burada son lamba, uzayın sınırsız boşluğunda gözcülük yapan en en uzak yıldız gibi karanlıkla mücadele ediyor. Çok âdî bir kaynaktan yüce coşkular çıkabilmesi ne gariptir. Bir oluktan demir bir ızgaranın altına inen ve bir daha yeryüzünde görülmeyen bir yeraltı şelalesinin boş kükremesi bunu düşündürür. Bu gizemli sesi bir süre dinleyin; hayal gücü, siz bu yanılsamaya gülümseyene kadar onu büyütecektir.Nath Hawthorne, Night Sketches, 1837
-yağmurlu gecede- kaldırımlardan kent merkezine doğru yürüyorum. Savaş alanında ya da sandıkta büyük bir zafer kazanılmış gibi bir aydınlık var. Siyah gece bir tente gibi tepede asılı duruyor ve böylece ihtişamın kendini dağıtmasını engelliyor. Yağmur damlaları sanki gökyüzü yakut yağdırıyormuş gibi ışıldıyor. Bu sahne, fanilerin ahlaki dünyada ayak izlerinin etrafına attıkları aldatıcı parıltının bir simgesi gibi ... Böylece kendilerini sarmalayan ve yalnızca yukarıdan gelecek ışımayla yok edilebilecek olan aşılmaz belirsizliği unutana kadar efsunlanıyorlar.Nath Hawthorne, Night Sketches, 1837
Bulutlar kısa bir süre içinde tüm gökyüzünü kaplamış, sanki yeryüzüne düşecekmiş gibi ağır bir kütle bütünü halinde asılı duruyorlar. Aralıklarla şimşekler düşünceli kalplerinden çakıyor, titriyor, kayboluyor ve sonra gök gürültüsü geliyor, ikiz doğan alevinin ardından yavaşça ilerliyor. Güçlü bir rüzgâr çıkıyor, karanlık sokaklarda uğulduyor ve yaklaşan fırtınaya isyan edercesine yoğun toz kütlelerini kaldırıyor. Cenaze alayı -gömülen- ölü gibi çoktan ortadan kayboldu ve tüm insanlar evlerine doğru acele ediyor -evleri olan herkes- birkaçı köşe başlarında tembellik ediyor ya da boş adımlarla umutsuzca yürümeye devam ediyor.Nath Hawthorne, Sights From a Steeple, 1837
-Bulutlar- yumuşacık buhar yığınları -bütün gün üzerlerinde yuvarlanıp savrulabilirim- gökyüzünde yorgun yolcuların dinlenmesi için rastgele serpiştirilmiş gibi görünüyor. Belki de -kim bilebilir?- güzel ruhlar orada eğleniyordur ve gül renkli soluk bir rüyanın insanları gibi gülen yüzlerinin kısa görüntüsüyle benim ölümlü gözlerimi kutsayacaklardır.Nath Hawthorne, Sights From a Steeple, 1837
Reklam
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.