h

Hâl üzerine konuşmalar️

0 member
Samimiyetsiz samimiyetler çağı..
Kalbim ve aklım frekansları karışmış radyo kanalları gibi.
Reklam
Bu ne soyuh :)
Şairin "Öyle kar yağdı ki elim üşüdü." dizesinin tezahürünü temaşa etmek isterseniz buyurun bizim memlekete 🫢 Hatta bir üst leveline bile tanıklık edebilirsiniz🥶 (Gördünüz mü kaç dilde yazdım: )))
"Muhabbetle, hayallerinizle, nasıl istiyorsanız öyle var olun"
Bazı şeylerin büyük amacı yoktur, herkes bunu anlamaz. Niçin bu işlerle uğraşıyorsunlar, hayallerinize polislik yapanlar, o iş olmazcılar... Hepsi birer yorgunluk, yılgınlık olarak geri dönüyor bize. Üstelik, üzülüyorlar da, acıyorlar bize. Safveti Ziya o güzel Türkçesiyle şöyle diyor: "Asıl, dünyada muhabbetin ne olduğunu bilmeyenlere, o yüce hissi takdir edemeyenlere, kalplerinde mukaddes, aziz bir hayal taşımayanlara acımalısınız."
Belki de bencillik bu yaptığım. İnsan iyi şeyler yaşayınca bile utanıyor.
Bugün Filistin'den bir görüntüyle karşılaştım. Fosfor bombaları sebebiyle bedeni hallaç pamuğu gibi parçalanmış yalnızca kafası kalmış bir KIZ ÇOCUĞU'nun görüntüsü. Sonra düşündüm. Biz olmayana takılıp olanı kaçırıyoruz. Hamd etmeyi bilmiyoruz. Acımasız, kanlı bir savaşın ortasında değiliz ama yine de verdiğine hamdolsun Rabbim demekten imtina ediyoruz. Onu niye vermedin diyoruz, hak iddia ediyoruz. Üzerine bombolar yağdığı halde 'Hasbinallahu veni'mel vekil' diyen Müslümanların yanında benim sıcak kahvemi yudumlarken ettiğim hamdin hükmü nedir bilemiyorum ama hamdolsun Allah'ım.
Dışarıda kıyamet koparken acılarla bezenmiş öykülerin arasında dumanı üstünde bir kahvenin kokusuna sığınmak..
Reklam
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.