h

Halikarnas Balıkçısı

Ölüler İni Öyküsü'nden:
''Güneş, Ege'nin kenarından kalkıp yeryüzüne bakınca, Ölüler İni'nin bir gün önce bulunduğu yerde ''Heraklit'in'' bir statüsünü aydınlattı. Altında, ''Gerçek hep akar..'' yazılıydı.'' (Sayfa: 129) * Doğum Öyküsü'nden: * ''Şeref, insanların falan şeyde, falan
192 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna doğru yol aldığım uzun bir yolculukta dinlemiştim. Öylesine açtım. Yolda kitap okurken gözlerim ağrıyor, okuyamadığımda bu kadar saat vakit kaybetmeyeyim diye dinlerken, üç dakika sonra böylesine güzel bir kitabı bulduğum için heyecanla kitabın kendisini sipariş ederken buldum kendimi. İyi ki açmışım. İyi ki bu kitabı seçmişim o an. Öyle güzel bir dil, öyle başarılı bir betimleme, öyle naif bir anlatım… Şakir Kabaağaçlı’dan okuduğum ilk kitabımdı. Nasıl okumamışım bunca zaman diyorum kızıyorum kendime. Annesi Akdeniz, babası Egeli ama kendisi İç Anadolu’da büyümüş, yazları üç ay boyunca hep yıldızlı gökyüzü altındaki denizle yatmış, denizle kalkmış biri olarak, yazarın denizi anlatışı gözlerimi doldurdu her seferinde. O üç aylık yaz tatili bittiğinde dokuz ay deniz göremeyeceğim diye deniz kabuklarıyla karışık deniz kumlarını kavanozlara doldurup, kokusu siniyor diye ablamla mayolarımızı yıkatmıyorduk bile anneme :) Yedi yaşında sınırlı kelime bilgimle şiir dahi yazıyordum denize gözlerim dolu dolu. Öyle bir sevgi.. :) Ama Cevat Şakir Kabaağaçlı denizi anlattıkça, bu deniz bizim bildiğimizden bile, dünya üzerindeki çoğu şeyden bile güzelmiş dedirtiyor insana. Hiç deniz görmeyen biri bile o maviliğe, o kokuya özlem duyar okudukça. Şimdi neredeyse tüm kitaplarını merak ediyorum hepsini sıraya koydum. Yer yer gözlerinizi dolduruyor, yer yer gülümsetiyor.. Kitaptan haberi olanlar ertelemeden okusun, olmayanlar da bir gün benim gibi Türkiye’nin en doğusundan memleketine doğru gittiği bir yolculukta olduğu gibi şans eseri bu kitabı dinlesin, okusun da mutlaka haberi olsun :)
Aganta Burina Burinata
Aganta Burina BurinataHalikarnas Balıkçısı · Bilgi Yayınevi · 20224,808 okunma
Reklam
"Sabırlı insanların ağır ağır kabaran öfkeleri korkunç olur."
Çok tuhaftır, fakat insanın üzülme yeteneğinin bir sınırı vardır. Belki de büyük kederler, bir taraftan insana acıtırken, bir taraftan da duygularını uyuşturuyordu, ateş bile insanı bir sınıra dek yakar, o sınırı aşan ateş -şu beyaz ateş dedikleri -artık insanı yakmaz. İnsanın üzülme yeteneğinin sınırı aşıldı mıydı, ne eklenirse eklensin artık koymuyordu, vız geliyordu.
Sayfa 75 - Bilgi yayıneviKitabı okudu
Sevgi, Saygı, Özlemle..
MERHABA KAPTAN, MERHABA.! * ''Sevginin nereye kadar yayılabileceğini evrenin düzeni, aile, kabile, sınıf ve devlet sınırlarıyla sınırlandırmış ve ''âdet'' (görenek) kaşlarını çatarak ''sevgi''ye, ''buraya kadar yayılacaksın, fakat daha öteye gitmeyeceksin'' diye emretmişti.'' (Sayfa: 26) * Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) - Denizin Çağırışı
Saygı, Sevgi, Özlemle..
Sümüklüböcek Öyküsü'nden: * ''İnsan, her kim olursa olsun, aslında içinden, uzaktan uzağa ağlayan bir çocuktur.'' (Sayfa: 233) * Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) - Gençlik Denizlerinde
Reklam
Ihlamur ve çınarın öyküsü
Tanrılar Tanrısı Zeus ile Hermes kıyafet değiştirerek, fukara birer yolcu gibi Bergama’ ya gelmişler. Hangi zengin kapısını çaldılarsa , kapı hoyratça suratlarına kapanmış. Filemon’la Busis’in fukara evine gitmişler. Bu iki ihtiyar karı-koca büyük bir konukseverlikle onları kabul etmiş. Nasıl ikram edeceğiz diye çırpınmışlar. Masa örtüleri yokmuş . Naneler söküp masaları güzel koksun diye masalarına nane sürmüşler. Yemeğin sonunda iki tanrı , tanrı olduklarını bildirip fukara ihtiyarlara “Dileyin ne dilerseniz “demişler. İhtiyarlar “Birimiz ötekinden önce ölürse ötekine çok acı olacak ;onun için aynı zamanda ölelim “demişler . Uzun yıllar yaşamışlar . Bir gün güneşte yan yana otururken biri bakmış öteki ağaç oluyor . “Aman !Sen ağaç oluyorsun “derken ,bunu diyen yaprak salmaya başlamış . Bugüne bugün Bergama’da biri ıhlamur öteki çınar, birbirine sarılmış iki ağaç görülürmüş . Biri Filemon öteki ağaç da Busis imiş .
Sayfa 36 - bilgiKitabı okudu
Günümüz
Okul yapsınlar da, çocukları hakkı haksızlıktan ayırt edebilsinler diye para verdim. Paralarla okul değil, deve yaptı pezevenkler. Haniya imsak sevaptı?" diye sordu.
Sayfa 13 - Bilgi YayıneviKitabı yarım bıraktı
Hep lira, lira, lira. Hep lira söylemek, lira duymak için mi dünyaya geldik?
"Şu lira sözünden çoktan bıkmıştım. İnsan onsuz bir şey duyamıyordu ki, onların arasına zehirli sivrisinek gibi bin, yüz, kırk, elli ne bileyim hiç olmazsa iki lira lafı girip vızıldamasın. Hep lira, lira, lira. Hep lira söylemek, lira duymak için mi dünyaya geldik? Dağlar, mavi gökler, koca koca çamlar, incir bahçeleri silinip süpürülüp süprüntü diye bir tarafa atılıyor; kâinat lira sözleriyle boğuluyor. İnsan gönlü itile itile pis ve murdar banknot kümelerinin içine gömülüyor."
Sayfa 101 - Bilge YayınlarıKitabı okudu
29 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.