Mesela, İttihat ve Terakki Cemiyeti Teşkili, Arnavutluk, Balkan Harbi, Harb-i Umumi, İstiklâl Harbi gibi hadiseler başlı başına bir eser teşkil edecek bir büyüklüktedir.
Ali Ulvi Kurucu Bey'in hatıralarının 1.cildi, iki kısım ve 9 ana başlıktan müteşekkil.. Eser
M. Ertuğrul Düzdağ tarafından kaleme alınmış... 1.cildin 1.kısmının ismi Konya -çocukluk ve ilk gençlik yılları-, Ali Ulvî Bey'in çocukluğundan, ailesinden, babası, dedesi, amcası ve Konya'dan hicretine kadar olan hatıraları 1922-1939 yılları arası Türkiye'nin Tek partili döneminde yaşanılanları, yaşadığı zulmü de hülâsa ettiği bir tarih dilimi... Yakın tarihi şahitlerinden okumak, daha bir calib-i dikkat. Eserin 2. kısmı Kahire başlığı altında yazılmış, hicretlerinin zorluklarından ve Kahire'deki serencamından bahsedilmiş... Tadına doyamayacağınız bir üslûp ve akıcılıktaki eseri şiddetle tavsiye ederim...
Keyifli okumalar...
Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarının II.Cildi, I.Ciltte başlayan II.Kısım, Kahire -Ezherde okuduğum yıllar- başlığı altında devam ediyor... II.Ciltte kimler yok ki! Son Şeyhü'l-İslâm
Muhammed Zahid el-Kevseri var. Mustafa Sabri Efendi'nin oğlu İbrahim Sabri ile geçirdiği seneler, Miralay Sadık Sabri Bey'le devam ediyor. Filistin Müftüsü Emin El Hüseynî'den hemen sonra
Hasan el-Benna ile olan tanışması ve sohbetleri geliyor.
Seyyid Kutub ile tanışmıyor ama, hakkında duyduklarını ve kendi kanaatini kaleme alıyor. Mısırlı Üstâd
Abbas Mahmud el-Akkâd ile olan münasebetlerinden uzunca bahseden Ali Ulvî Bey, Kahire faslını
Mahmud Şakir Bey'le noktalıyor. III.Kısım Medine-i Münevvere -Nurlu Belde'de Elli Yıl- başlığı altında kaleme alınmış. Burada da mühim şahsiyetler, Eğinli Hacı Hâfız Hasan Efendi ve oğlu Eğinli Mahmud Efendi'yle olan hatıraları var... Hatıraların bu II.Cildini, alıntı yapacağım için ikinci defa okudum... Tadına doyulamayacak olan güzel Türkçe ve üslûba hayran kaldım... Yakın tarih addedilebilecek, bu eser okunmaya değer, tavsiye ediyorum... Keyifli okumalar...
Sezai Karakoç, hatıratının II. cildini sonlandırırken şu cümleyi sarfediyor: "Bu hatıraların yazılması kadar hiçbir kitabım bana ızdırap vermemiştir diyebilirim!" Bu cümlenin altını şu satırlarla dolduruyor: "Ayın arka tarafını göremediğimiz gibi hayatımızı ne kadar anlatmaya çalışsak görülmeyen bir arka plânı kalacaktır. Öylede olsa,
Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarının III. cildi, III. kısımla "Medine-i Münevvere, Nurlu Belde'de Elli Yıl" başlığı altında devam ediyor. Bir çok ünlü, tanınmış şahsiyetlerin yanında, ismi duyulmamış mânevî kahramanlarla Medine'de geçen günler, sohbetler, tanışmalar; bazısı kısa, bazısı uzun cümlelerle, Üstâdın o doyumsuz üslûbu ve akıcı anlatımıyla neşredilmiş. Bu şahsiyetlerden adı sanı bilinenler şöyle: Ünlü Pakistanlı âlim
Ebu’l Hasan Nedvi, Mahmut Necdet Sezer, Dağıstanlı Şeyh Şamil'in torunu Said Şamil bey; her ne kadar tanışmamış görüşmemişte olsa, Tarihçe-i Hayat'a yazdığı önsözle onu gıyaben tanımış ve onun tarafından mânevî evlad kabul edilme şerefine erişmiş olduğunu beyan ettiği
Kenan Rifai ile geçirdiği saatler, günler, haftalar, aylar... III. cildle hatıraların Medine'de geçen kısmı bitiyor... Yakın tarihin bir Müslüman tarafından görünüşünü merak ediyorsanız, eşi bulunmaz bir eser... Tavsiye olunur... Keyifli okumalar.