Kaçırdıklarımız, aslında çoğu zaman farkına bile varmadığımız, hayatımızın bir köşesinde sessizce duran duygulara, düşüncelere ve durumlara dikkat çeken bir kitap. Adam Phillips, beklentilerimizle gerçekler arasındaki boşlukları, hüsranı, tatmini, kaçışı ve hatta deliliği bile farklı bir gözle görmemizi sağlıyor. Okurken, çoğu kavramı ne kadar yüzeysel ele aldığımı ve aslında derinlerinde çok daha fazlası olduğunu fark ettim.
Özellikle “hüsran” ve “tatmin” üzerine yazdıkları, benim için en çarpıcı kısımlardı. Hayatta genellikle hüsrandan kaçmaya çalışıyoruz ama Phillips, bunun aslında gelişimin bir parçası olduğunu, eksikliğini hissettiğimiz şeylerin bizi şekillendirdiğini söylüyor. “Tatmin” ise sürekli peşinden koştuğumuz ama ulaşınca da kalıcı olmadığını fark ettiğimiz bir his. Tatmini bir varış noktası gibi görmek yerine, değişken bir süreç olarak kabul etmek gerektiğini düşündüm.
“Deli rolü üzerine” bölümü ise özellikle ilginçti. Toplumun çizdiği sınırların dışında hareket eden insanların, “deli” ya da “tuhaf” olarak etiketlenmesinin ne kadar kolay olduğunu gösteriyor. Bazen normlardan sapmanın bir tür özgürlük olabileceği fikri bende yeni bir bakış açısı oluşturdu.
Genel olarak, Kaçırdıklarımız, psikolojiyle ilgilenen ya da insan doğasını daha iyi anlamak isteyen herkesin okuyabileceği bir kitap. Sorgulatan, düşündüren ve farkında olmadan kaçırdığımız şeyleri gösteren bir eser.