Günaydın☀️🌱
“Değişmeyi, değiştirmeyi bileceksin.
Konforundan vazgeçmeyi göze alacaksın.
Kendi dünyanı yerinden kendin oynatacaksın.
Bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır.”
“Hayatını değiştirmeyi düşünmeyen, giderek daha az şeye razı olan, hiçbir şeye itiraz etmeyen biri... İşten eve, evden işe yani. Bir gün kendime niye yaşadım ki bunca yılı diye sormaktan korkuyorum.”
Kitabından ortasından başladı kelimeleri sobelemeye. Yüklemlere gizlenmiş bir anlaşılma çabasıydı cümlelerin sarf ettiği. Birbirine sıkı sıkıya tutunan her kelime parkta yalnız başına kumdan kale yapan çocuklar gibiydi. Kaydıraklar daha kısa, salıncaklar yere daha yakındı saklambaç yarım kaldığında. Elma dersem çık, armut dersem çıkma kadardı hayat. Yaramaz bir çocuğun saklandığı yerden sobelenmeden çıkmasındaydı anlatılmak istenen. Anlaşılmak istenen çoktan başka salıncaklarda gökyüzüne kucak açmıştı bile. Yerden daha yüksek fakat en az ağlayan bir çocuğun hüznü kadar alçaktı.
Arkadaşlar şimdi hap yutabildiğiniz için(tabi yutabiliyorsanız) Allah'a bir kez daha şükredin.🤲🏻
Çünkü ben küçüklüğümden beri hap yutamıyorum ve az önce demir şurubu içtim...😭 Böyle simsiyah petrol gibi bir şeydi korkunçtu. Bana acilen hap yutabilme özelliğinin gelmesi gerek bu isteğim için nereye başvurmalıyım???👩🏻💻
“Yürüyüp geçeceksin, hep yürüyüp geçeceksin.
Ben öyle yaptım.
Hep yürüdüm. Herkesin her şeyi anlamasını bekleyemezsin.
Sen yürüyüp gideceksin.
Anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak; dünyanın hepsine yetişemezsin ki!”