‘’Sana hayatın çok basit bir yasasını göstermek için:
Gözümüzün önünde büyük hazineler olduğu zaman asla göremeyiz onları. Peki neden bilir misin? Çünkü insanlar hazineye inanmazlar.’’
..."Bu ne?" diye sordu savaşçı.
"Felsefe Taşı ile Ebedî Hayat İksiri. Simyacıların büyük Yapıtı. Bu iksirden içen kimse kesinlikle hasta olmaz ve bu taşın küçük bir parçası herhangi bir madeni altına çevirir."
Üç savaşçı kahkayla güldüler, Simyacı da onlarla güldü. Yanıtı çok eğlenceli bulmuşlardı. Bunun üzerine, iki yolcuya, eşyalarıyla birlikte gitmeleri için fazla güçlük çıkarmadılar.
"Deli misiniz siz?" diye sordu delikanlı biraz uzaklaşınca. "Onu neden böyle yanıtladınız?"
"Sana hayatın çok basit bir yasasını göstermek için: Gözümüzün önünde büyük hazineler olduğu zaman asla göremeyiz onları. Peki, neden bilir misin? Çünkü insanlar hazineye inanmazlar."...
Kitap çok çok çok güzeldi. Serinin 1. kitabı gibi bunda da sayfa atlatmaları vardı ve ben buna bayıldım. Şifreler de çok basitti. Kısacası kitap mükemmeldi. Konusu için aşağıyı okuyabilirsiniz.
Sevgili Çocuklar! Dünyanın en büyük hazinesini birlikte bulmaya var mısınız? Olayların gidişatına göre kararları sen vereceksin.
Bu hikayeyi bizimle birlikte yaşayıp, gizli şifreleri sen bulacaksın.
Üç kafadar kuzenle heyecan ve gizemin bir arada olduğu bir maceraya hazır mısın?
Bu hikayede okuyucuları, tarihi ve doğal güzellikleri bir arada bulunduran Akçakaya köyünde bir yolculuğa çıkaracağız. Günümüze kadar kısmen ulaşan Kral Diliporis'in kendi mezarının bulunduğu yeri şifrelediği Dikili Taş Anıtı'ndan esinlenerek bu eseri kaleme aldım.
Okuyanların keyif alması dileğiyle.