Hiç kimse, hiç kimseyle öyle kuru kuruya helalleşemez. Olmaz öyle şey!
Esasen helalleşmek demek, yaptığımız hataları telafi ederek, eskisi gibi olmasa bile bir yıkıntıyı tekrar inşa etmek demektir. Yapılanlardan samimi olarak pişmanlık duyup çaba halinde olmak demektir.
Yoksa karnından konuşup "hadi hakkını helal et" demekle, "affet beni" demekle iş bitmiyor. Kimse de bu şekilde hakkını makkını helal etmez zaten. Samimi de bulunmaz.
Bundan mütevellit; evvela samimiyetle yaptıklarından pişman olmalı insan. Evvela Allah'tan tövbe dilemeli sonra da bu duruşunda samimi olduğunu göstermek için kulun kapısını çalmalı. Dağıttığını toplamalı, yıktığını inşa etmeli, çaldığını geri vermeli, itham ettiğine iade-i itibar etmeli, ağlattığını güldürmeli, soldurduğunu renklendirmeli...
Kısacası çölde suyu aramalı. Ve gerekirse bu uğurda ölmeli. Varsa çıkar yol, budur. Başkasına da benim aklım ermiyor.