Kitap birden fazla öyküden oluşuyor, kitaba ismini ikinci öykü vermiş. Hikâyelerde rüyada gibi hissediyorsunuz özellikle ikincisinde. İntak ve fabl sanatını da görüyoruz. Öte yandan hikâye değil deneme veya sohbet tarzında yazılmış bölümler de var. Buna ilk bölüm ve "On Bir Oğul" başlıkları örnek gösterilebilir.
Kanun Önünde, yani kitabın beşinci hikâyesinin sonu çok anlamlıydı. Bir saray kapısının önünde, onu içeri almayan kapıcı karşısında fazla direnmeyip yıllarca kapı önünde bekleyerek ömür tüketen bir adam, ömrünün son demlerinde artık ölmek üzereyken kendisi yaşlanmamış olan kapıcıya şu soruyu soruyor: " Bildiğimce, bu kapıdan girebilmek için herkes çaba gösterir. Nasıl oldu da bu kadar yıl, benden başka tek bir kişi içeriye girmeye çalışmadı?” ve kapıcı cevap verir: " “Neden senden başkası içeri girmek istesin, sadece senin içindi bu kapı. Gidip kapatmanın zamanı geldi artık.”
Akademi İçin Bir Rapor öyküsünde ise (en uzun öyküydü) şu vurucu cümleyi buraya kaybedebilirim: "Şunu unutmayın, Hagenbeck şirketinde maymunun yeri o sandıktan yapılmış duvarın önüdür. Bu şartlar altında, ben de maymunluktan vazgeçtim." Evet, bundan vazgeçip insan olmaya karar veren bir maymunun öyküsü. Bunu nasıl ve ne ölçüde yaptığı anlatılıyor. Bir maymun bile istemediği şartları değiştirebiliyorsa biz de yaparız, şikâyet edecek bahane yok! (Gerçi o bu ilk adımı alkol kullanarak yapıyor ama biz daha az garip yollar buluruz tabii)
Tavsiye kitabı olarak ilk sıralara alacağım bir kitap olmasa da genel olarak beğendiğim bir kitaptı.