Yalnız kalacaksın, çünkü hayrın onda dokuzu yalnızlıkta artık. Anlaşılmayacaksın, huzurun onda dokuzu anlaşılmamakta artık. Fazla konuşmayacaksın, selâmet ile sükûnetin onda dokuzu susmakta artık. Yaşadığın zamanı tanımak zorundasın, o sana kendini tanıtmadan.
' Hiçbir heykeltıraş, hiçbir şair, ne Michelangelo ne de Dante , son umitsizliğin jestlerini, kendini sağanak halinde yağan yağmura teslim etmiş, kendini korumak için parmağını bile oynatamayacak kayıtsız ve yorgun olan bu yaşayan insan kadar güzel hissetmemi sağlayamazdı.'
Sayfa 32
Eskisi gibi olamamak çok ağır. Biri sana içten gelse bile hiçbir samimiyete inanmıyorsun artık. İnanmak istemediğinden değil, içinden gelmediğinden.
'G
Nasıl biliyor musun? böyle ne yaşadığını bilmiyorsun ama bir tarafın da ne yaşadığını önceden sezmiş gibi...
...
Eskiden her insan hakkında, hiçbir esasa dayanmadan, sırf mukavemet edilmez bir hissin, bir peşin hükmün tesiriyle nasıl: "Bu beni anlamaz!" demişsem, bu sefer bu kadın için, gene hiçbir esasa dayanmadan, fakat o yanılmaz ilk hisse tabi olarak: "İşte bu beni anlar!" diyordum...
.
İçimde söylemek istediğim çok şey var. Çok büyük şeyler. Bunları ifade etmenin yolunu bulamıyorum. Bazen bana öyle geliyor ki bütün dünya, bütün hayat, her şey içimde duruyor ve sözcüsü olmam için feryat ediyor. Hissediyorum... ama anlatamıyorum.. 
Jack London 
Martin Eden
Hislerinize güvenin; neşenizi kaçıranlardan, sizi değersiz hissettirenlerden uzak durun.
Sayfa 97Kitabı okudu
insanın içinde tuhaf bir muhakeme merkezi var; emin olamadığın bir şey yapıyorsun uzunca düşündükten sonra, yaptıktan sonra bir şey rahatsız ediyor durmadan, sonra bırakıyorsun, hâlâ rahat değilsin, çünkü bir defa hata yapmışsın, bir kez güvenememişsin kalbine, şimdi de sana o güvenmiyor belki de...