Bilmek, anlamak acıyı hafifleten bir şey değil. İnsan, mevcut durumundaki zorlukları, çileleri bir imtihan görüp bunlara sabredebilir, göğüs gerebilir. Bu noktada Allah'ın hikmetini anlama, anlamlandırma uğraşına da girebilir. Ancak tüm bu çabalara rağmen yine de kendini güçsüz, yorgun, tükenmiş hissedebilir. "Herkes gibi kaderimde kederin olduğunu biliyor, bunun için dirayetli duruyorum, ama bu duruma üzülüyorum." demek beşer olmanın hakikati değil mi? Evet, sabretmek içinde acıyı da barındırıyor. Ve evet, ikisi birbirinin ayrılmaz parçası.
Dahası Eşref-i Mahlukat olarak, Zâtından gelecek her türlü hayra muhtacız. Amenna ve saddakna.